| Ateş ettiğinde, yere düşüyorsun pelerini iyi aç ki görülebilsin. | Open Subtitles | حينما تطلق عليك النار ستسقط أرضاً ثم تفرد العباءة .. وهكذا يراها الجميع |
| pelerini çıkarmaya çalışırken olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هو قال بأنّ ذلك حدث عندما كان يريد إزالة العباءة التي قتلت أبي، |
| Sonra, renkli tül elbise ve üzerine ipek pelerini giyeceksin! | Open Subtitles | عباءة مع حرير رقيق وامض الثوب الحريري سوف نفك خيوطه |
| Onlar görünmezlik pelerini sayesinde hayatta kalıyorlar, Harry Potter gibi. | TED | كلا، يتمكنون من الصمود على قيد الحياة بارتدائهم عباءة خفية تليق بى هارى بوتر. |
| Hiçbir zaman kırmızı pelerini, sarı ayakkabıyı ya da altın ineği bulamayacağım. | Open Subtitles | لن أحصل على الرداء الأحمر أو أجد الحذاء الأصفر أو البقرة الذهبية |
| Saklar beni onlardan gecenin pelerini; Bulsunlar beni, ne çıkar Yeter ki sen sev beni. | Open Subtitles | رداء الليل يلفني للتخفي عن أعينهم ولحبك فيعثروا على هنا |
| Bu Gece Nöbeti pelerini. | Open Subtitles | تلك عبائة إحدى حراس الليل. |
| Fakat pelerinin onu dönüştürdüğü şeyi gördüğümde pelerini geri aldım. | Open Subtitles | ولكن حينما رأيت ما أحدثته العباءة به.. استعدتها.. |
| Bana pelerini ver ve ruhunu kurtar. Benimki zaten kayboldu. | Open Subtitles | لذا امنحني العباءة وانقذ روحك، فقد ضاعت روحي بالفعل |
| Sadece şu pelerini giyip üşümüyor musun? | Open Subtitles | ألا تشعر بالبرد وأنتَ ترتدي هذه العباءة وحسب؟ |
| Müslüman liderler gücünü meşrulaştırmak için pelerini kullandılar. | Open Subtitles | استخدم القادة المسلمون العباءة لتجوّز سلطتهم |
| İnsanlar kırmızı pelerini gördükleri zaman, belli birisini görmeyi umuyorlar. | Open Subtitles | حين يرى الناس العباءة الحمراء يتوقعونَ رؤية شخص مُعين. |
| Yaşamdan koruma için giyeceği bir korunma pelerini. | Open Subtitles | عباءة من أجل الإختباء من الحياة كمأمن لهُ |
| - pelerini kullanalım. Ama sadece üç defa kullanabiliyoruz. | Open Subtitles | استخدمت عباءة سحرية ، ولكن يمكن أن تستخدم إلا ثلاث مرات. |
| Konu erkekler olunca, bu üniformayı giymek görünmezlik pelerini giymek gibidir. | Open Subtitles | عندما يتعلّق الأمر بالرجال، بهذا الوضع بالزيّ الرسمي كأنّه يضع عباءة خفاء عليه. |
| "görünmezlik bir pelerini yapabiliriz" | Open Subtitles | البروفيسور ديفيد سميث مهندس المواد الخارقة جامعة ديوك شيء مثل الرداء الخفي |
| Bu pelerini bulmamı isteyenin kim olduğunu düşünüyorsun, Michael. | Open Subtitles | من تظن بأنه أراد مني أن أجد هذا الرداء يا مايكل ؟ |
| Ama akşam, pelerini sırtında koşturup duruyordu. | Open Subtitles | بالأمس كان يحوم و مرتدياً رداء, وبدأ يصرخ |
| Sevgim hep seninle, sana sarmalanmış olacak tıpkı bir prensin pelerini gibi. | Open Subtitles | حبي سيكون معك على الدوام يلتف حولك مثل رداء أميري |
| O pijama, pelerini yok. | Open Subtitles | إنها منامة، وليس بها عبائة |
| Altın pelerini giymeye başlaman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تبدأ بارتداء العبائة الذهبية. |
| Büyücünün pelerini bayrağımız olacak. | Open Subtitles | هنا , عباءه الساحر سنصنع منها علم لنا |
| Ve sonra, uyku tanrısı Morpheus, her şeyi gece pelerini ile örtüyor, ve Diana, yeni ayı yay olarak kullanarak, gökyüzünü yıldızlarla bezeyen ateşten bir ok fırlatıyor. | Open Subtitles | ثم يقوم مورفيوس آله النوم بتغطية كل شئ بعباءة الظلام بينما تستخدم ديانا القمر الجديد كقوس |
| Bu özel ajan olaylarına saygı duyuyorum ama bu sorun için bize yeşil derisi ve havalı bir pelerini olan biri lazım. | Open Subtitles | -أنظر يا (جون ) أحترم كونك عميل خاص ولكنهذهالمشكلةتحتاحشخص.. -بجلدِ أخضر وعباءة لا تُضاهى |
| pelerini rüzgarda savruluyordu. Bayrağa benziyordu! | Open Subtitles | لقد كانت تهب عباءتة فى الرياح هكذا |
| Duquesne'in verdiği pelerin, elflerin rüzgar yürüyüşü pelerini. | Open Subtitles | (العباءه اللتي أعطاها له (دوكاين هي عباءه جنيه |