| Penguen'in göründüğü gibi olmadığını kanıtlamakta niye bu kadar ısrarcısınız? | Open Subtitles | ما الذي تحاول اثباته ؟ الرجل البطريق ليس كما يبدو ؟ |
| Arkham Akıl Hastanesinde Penguen'in yuvasını sıcak tutmaları iyi olmuş... | Open Subtitles | من الجيد أنهم سيعيدون البطريق إلى عشه في مصحة أرخام النفسية |
| Penguen'in seni şehir dışına çıkarabilecek güvenilir adamları var. | Open Subtitles | البطريق رجل موثوق فيه وبوسعه أخذك خارج المدينة |
| Tüm gücümüzle Penguen'in peşine düşme konusunda hiçbir tereddütüm yok. | Open Subtitles | ليس لدي مشكلة بالسعي وراء البطريق بكل ما لدينا من قوة، |
| Penguen'in öfkesi karar verme kabiliyetini etkileyecek ve inanılmaz bir intikam şehvetiyle dolacak. | Open Subtitles | غضب البطريق سيستهلكه وسيطر على تصرفاته تاركاً إياه بنهم شرس للإنتقام |
| Penguen'in diğer adaylara düzenlediği suikast onu aday yapıyor. | Open Subtitles | محاولات البطريق لإغتيال المرشحين لمنصب العمدة |
| Penguen'in gidince yerlatı dünyası yeni bir lidere ihtiyaç duyacak. | Open Subtitles | مع البطريق ذهب، والرذيلة في حاجة الى زعيم جديد. |
| - İyi. Gitmeden önce Penguen'in saklandığı yeri bildiğini söyledi, onu görmeye gidecekmiş. | Open Subtitles | حسناً وقبل أن يغادر قال أنه سيجد أين البطريق يختبئ |
| Bu mekan bizim mıntıkamızda. Penguen'in arkanızda olduğunu duyduğumuz için ses etmemiştik. | Open Subtitles | لقد بنيتِ هذا النادي في منطقتنا سمحنا لكِ، لأننا سمعنا أن البطريق يحميكِ |
| Penguen'in parasını alabilmek için elde ettiğin ipucunu paylaşmıyorsan saygı duyarım. | Open Subtitles | حسناً، إذا وجدت دليلاً ولا تريد مشاركته كي تحصل على مال البطريق |
| İsyan başlamadan önce Penguen'in telefonunun çaldığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت البطريق يتلقى مكالمة قبل بدأ الشغب |
| Unutmayın çocuklar, basına bunun Penguen'in suçu olduğunu söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | والآن، تذكروا يا أولاد بأن تُخبروا الصحافة أنها غلطة البطريق |
| Açıklık getirmeme izin ver. Penguen'in yanındaki yerimi aldığımda seni koruyacağım. | Open Subtitles | دعيني أحل هذه، سأستعيد مكاني بجوار البطريق |
| Bekle, bekle, Penguen'in kalbini hanginiz kıracak peki? | Open Subtitles | بدون ذرة شفقة تمهلوا، من سيصطدم البطريق بهذه الأخبار؟ |
| Doğrudan Penguen'in patlayan ahtapotunun kollarına! | Open Subtitles | وإلى أحضان الانتظار... الأخطبوط تفجير البطريق. |
| Yarasa Kadın'la buluştum. Penguen'in fabrikasında silah yapıldığını onayladı. - Peki, kim o? | Open Subtitles | لقد قابلت (المرأة الوطواط)، أكدت لي بأنهم كانوا يصنعون الأسلحة في مصنع (البطريق) |
| Dr. Ballantine'nin malzemesi ile Penguen'in ofisindeki madde birbirine uyuyor. | Open Subtitles | أن السلك من مكتب (البطريق) مماثل لسبيكة الدكتوة (بالانتين) المطورة |
| Penguen'in nereden geldiğini hiç görmedik veya yaptığı şeyleri neden yaptığını veya Bilmececi'yi, hatta Kedi Kadın'ı bile görmedik. | Open Subtitles | نحن لم نر حقاً من "أين أتي "البطريق أو لماذا يفعل ما يفعل "أو "رجل الألغاز"، أو حتى "المرأة القطة |
| Karakterlerin efsanelerine bayılıyorum bu yüzden Penguen'in ve Bilmececi'nin ve tüm bu karakterlerin nasıl başladıklarını görecek olmak gerçekten heyecan verici. | Open Subtitles | أحب أساطير الشخصيات "وهكذا، ستكون قادراً على رؤية كيف بدأ "البطريق و"رجل الألغاز"، وجميع هذه الشخصيات إنه أمر مثير حقاً |
| Penguen'in bana anlattığı hikâyeyi aynen anlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تخبرني بذات القصة بالضبط "التي أخبرني بها "البطريق |