| Şunu söylemeliyim; penguenlerle gerçekleştirmiş olduğunuz o gösteriyle kesinlikle sınırı aştınız. | Open Subtitles | يجدر عليَّ القول بأن تلك الحيلة التي فعلتها مع البطاريق قد تعدت الحدود بوضوح |
| penguenlerle çok zaman geçirdim, gerçekten harika yaratıklardır. | Open Subtitles | قضيت الكثير من الوقت مع البطاريق وإنهم حقا رائعون |
| İnsanların penguenlerle yaşadığı bir rüyaydı. | Open Subtitles | كانَ مُجَرَد حُلم حيثُ يعيشُ الناسُ معَ البطاريق |
| penguenlerle dolu bir okyanus. | Open Subtitles | يرصدون هدفهم؛ رقعةً من المحيط المفتوح تأوي البطاريق |
| Bay Popper, ben penguenlerle ilgilenirim. Sizin terfiinizi düşünüp, bir şeyler yapmaya ihtiyacınız var. | Open Subtitles | سيدى أستطيع جلب طعام للبطاريق لكن أنت يجب ان تهتم بوظيفتك |
| Bir aydır penguenlerle ilgili kabuslar görüyordu. | Open Subtitles | كانت تراودها كوابيس عن البطاريق طوال الشهر |
| Asla. Asla penguenlerle yüzmeyin. Yunuslarla yüzün. | Open Subtitles | لا تسبح مع البطاريق اسبح مع الدلافين |
| penguenlerle yüzebilirsin. | Open Subtitles | . إنظري ، يمكنك أن تسبحي مع البطاريق |
| penguenlerle ilgili bir rapor yazmıştım bir kere. | Open Subtitles | عملت تقرير عن البطاريق في احدى المرات |
| penguenlerle ilgiliydi. | Open Subtitles | كانت عن البطاريق |
| Kameraman Mark Smith ve yönetmen Jeff Wilson sonraki altı ayı, yüz yıl önce ilk kâşiflerin bulduğu bir yerde penguenlerle yaşayarak geçirmeyi planlıyorlar. | Open Subtitles | -جيد المُصور (مارك سميث) والمخرج (جيف ويلسون) خططا قضاء الأشهر الأربعة القادمة بين البطاريق |
| O penguenlerle başka ne yapılır biliyor musunuz? | Open Subtitles | تعرفون ما يمكن أن أن نفعله للبطاريق أيضاً؟ |