| Dosdoğru perdeye sürersem, şu Kızılderililere çarparım. | Open Subtitles | إذا اتجهت إلي تلك الشاشة, فسأصطدمبهؤلاءالهنود. |
| Sinemada perdeye dönüp haykırırdı... | Open Subtitles | أعني، أننا إذا ذهبنا الى السينما فهي تود أن تصرخ في الشاشة |
| Dünyanın, Grace Kelly'nin beyaz perdeye geri dönmesine ihtiyacı var. | Open Subtitles | العالم يحتاج إلى عودة "جريس كيلي" إلى الشاشة الكبيرة الآن. |
| Rüzgarda dalgalanan, üzerinde kırmızı çiçekler olan perdeye benzer bir şey. | Open Subtitles | تبدو مثل الستائر مع بعض الزهور الحمراء التي تتطاير مع الرياح |
| perdeye kapatıyorlar, seni göremiyorum. | Open Subtitles | الستائر يا "مورجان" لايمكنى رؤيتك إخرس إنهم يغلقونها |
| Korkarım ki, perdeye doğru attığım adımdan sonrasını pek hatırlamıyorum. | Open Subtitles | اخشى انني اتذكر قليلاً بعد اللحظة خطوتُ من خلال الستار |
| İstismar da bazen bizi son perdeye taşır. | Open Subtitles | يمكن إدخال بعض الأحيان الإساءة للإنسان أن الستار النهائي. |
| Tamam, millet, perdeye on dakika. | Open Subtitles | حسنا, يارفاق،10 دقائق بقت لرفع الستارة. |
| Yapman gereken tek şey, zaman makinesini... saatte 140 km hıza ulaşacak şekilde dosdoğru şu perdeye sürmek. | Open Subtitles | كل ما عليك هو أن تقود عربة الزمن... مباشرةً حتى تلك الشاشة... , لتصل لسرعة 88 ميل في الساعة. |
| Ben gözü doymak bilmeyenlerden biriydim, her zaman perdeye en yakın otururken bulabileceklerinizden biri. | Open Subtitles | ...... لقد كنت واحد من النهمين واحد من الذين تجدهم دائماً . جالسون بالقرب من الشاشة |
| Ben gözü doymak bilmeyenlerden biriydim, her zaman perdeye en yakın otururken bulabileceklerinizden biri. | Open Subtitles | ...... لقد كنت واحد من النهمين واحد من الذين تجدهم دائماً . جالسون بالقرب من الشاشة |
| Hava yok! - Tom, perdeye bakmanı istiyorum. | Open Subtitles | - توم، أريدك أن تنظر إلى الشاشة. |
| perdeye bak. | Open Subtitles | إنظر إلى الشاشة. |
| Ve alevler perdeye de sıçradı. | Open Subtitles | ثم انتشرت النيران إلى الستائر. |
| Bir perdeye yansıyor. | Open Subtitles | الماء وينعكس على الستائر فى غرفتها |
| Pekala perdeye ne için tırmandığını görebilirsin. | Open Subtitles | أترى دافعه لتسلق الستائر |
| Paris'ten gelirken birinci sınıfın son koltuğuna oturmuştum, perdeye yakın. | Open Subtitles | عندما قدمت من (باريس), جلست في آخر صف في درجة الأعمال, بجوار الستائر |
| perdeye beş dakika kaldı. Beş dakika sonra perde açılıyor. | Open Subtitles | باقي خمس دقائق على رفع الستار، رفع الستار بعد خمس دقائق |
| Bu ışık onların görüntülerini perdeye yansıtıyordu. | Open Subtitles | وذلك النور يعكس صورتهم من على خلف الستار |
| perdeye asılı kaldı. | Open Subtitles | ما خطب مكنستك؟ - إنها معلقة على الستارة |
| Ve serçe parmağın da üçüncü perdeye, evet. | Open Subtitles | و الآخر على الوتر الثالث , أجل |