"pervasız" - Translation from Turkish to Arabic

    • متهور
        
    • متهورة
        
    • متهوراً
        
    • طائش
        
    • التهور
        
    • المتهور
        
    • المتهورة
        
    • تهور
        
    • جريئة
        
    • متهورا
        
    • طائشة
        
    • تهوراً
        
    • الطيش
        
    • غافلون
        
    • المتهوّر
        
    pervasız davranışlarından etkilendim ve araba sürerken sakso çekerek onu ödüllendireceğim. Open Subtitles وانا مندهش ذو سلوك متهور إذا سوف اكافئه بفمي أثناء قيادته
    Güney yarımküredeki en pervasız genetik mühendisliği programını işletirseniz olacağı budur. Open Subtitles حسنا , هذا يحدث عندما تدير وبشكل متهور برنامج هندسة الجينات في نصف الكرة الأرضية الجنوبي من قام بهذا ؟
    Ama zarar verdin çünkü pervasız ve tehlikelisin ve düşünmeden hareket ediyorsun. Open Subtitles ولكنكِ قتلتيهم ، لأنكي متهورة وخطرة وتتصرفين بدون تفكير
    Peki sizce bu da pervasız bir hareket değil mi? Open Subtitles ألا تعتقدين أن ذلك ليس إلا شي متهوراً لفعله ؟
    Dün yaptığın çok pervasız bir şeydi. Open Subtitles مافعلتيه أمس كان طائش ومتهور على أقل تقدير
    Bu kadar pervasız olabilmen için aptal olman lazım. Open Subtitles يجب أن تكوني حمقاء لتكوني بهذا التهور
    Arkası güçlü değilse kimse bu kadar pervasız cinayet işleyemez. Open Subtitles لا يمكن لأحد أن يقتل بشكل متهور دون أن يكون هناك شخص قوي يسنده
    Şey, romatik komedilerden bir şey öğrendiysem, bu da yüzünde bir patlama misali, büyük, pervasız bir jest yapmalısın. Open Subtitles لو تعلمت شيئاً من الافلام الرومنسية عليك أن تقوم بعمل متهور كبير شيء ما كأن تفجر وجهك مثلا
    pervasız, acımasız, vahşi, mükemmel eğlence garanti. Bu adam işini gerçekten seviyor. Open Subtitles عديم الرحمة متهور شرس، لكن يضمن الترفيه الممتاز هذا الشخص الوحيد الذي أحب عمله
    Aynı zamanda pervasız, tahmin edilemeyen... ve itaatsiz biri. Open Subtitles إنه بطل هو أيضًا، متهور لايمكن التبؤ بتصرفاته و عاصٍ
    Tabii, yaklaşık bir saattir pervasız veya cesurca bir şey yapmadın çünkü. Open Subtitles لأنكِ لم تفعلي اي شيء متهور في ما يقارب الساعه
    Bunu çok sinirlendiğimde ve pervasız ve aptalca bir şey yaptığımda da derdi. Open Subtitles أو أقوم بشيئاً ما متهور وأحمق حالياً , أعتقدكم يارفاق
    Hala hayatta olduğumu hissetmenin bir yolu olarak pervasız davranışlarda bulunmaya. Open Subtitles استخدام تصرفات متهورة كطريقة للإحساس بأني لازلت حيّة
    Mutsuz insanlar pervasız şeyler yaparlar. Open Subtitles الناس التعساء يقومون بأمور متهورة
    Senden pervasız olmamanı istemiyorum biliyorum ki, yaradılışına aykırı olan bir şeyi yapmaya söz veremezsin. Open Subtitles لا أطلب منكَ أن لاتكون متهوراً لأني أعلم أنك لاتستطيع قطع وعدٍ يخالف طبيعتك
    Söylemiştim sana. Çok pervasız. Open Subtitles لقد أخبرتك، من قبل أنه طائش
    Biraz daha pervasız ve olgun olmayı dene. Open Subtitles جربي التهور و مقدار قليل من النضج
    Orada dünyayı kurtarmaya çalışan pervasız çocuk o bana çekmiş. Open Subtitles هذا الطفل المتهور بالخارج يحاول إنقاذ العالم، إنه يحتذي بي
    Bu kadar pervasız, hatta hiç pervasız bir şey yapacağını sanmazdım. Open Subtitles لم أعهد بك أن تقوم بالأمور بهذه الصورة المتهورة,بكل هذا الطيش
    Sadece kendimi dert etmem gerekseydi muhtemelen daha pervasız bir hayat yaşardım. Open Subtitles إذا كان لي وأنا وحده كان لي ما يدعو للقلق ربما كنت قد عشت حياة أكثر تهور
    Göbek adı "hırsız"olan, karşılıksız aşık olmada yetenekli ve de pervasız kişilik. Open Subtitles إمرأة إسمها الثاني لصة، و لديها موهبة فى الحب من الطرف واحد، و شخصية جريئة.
    "pervasız bir risk olduğu konusunda Suudilerle hemfikiriz." TERÖR ABD ÇIKARLARINA SALDIRIYOR Open Subtitles "على أن أي حضور أمريكي اضافي للمملكة يشكل خطرا متهورا."
    Dahası bir felakete sebep olabilecek pervasız, tehlikeli partizan bir kavga başlayabilir. Open Subtitles لكن ثانياً، هذه هي طلقة البداية لحرب حزبية طائشة جدّاً وخطيرة جدّاً، قد تنتهي إلى كارثة
    Sadece kendimi dert etmem gerekseydi muhtemelen daha pervasız bir hayat yaşardım. Open Subtitles لو كان الامر يخصني وحدي,فكان يمكنني القلق ربما كنت قد عشت حياة أكثر تهوراً
    Bu kadar pervasız olmak için tabiri caizse yanlış otobüstesin. Open Subtitles ستوقعين نفسك فى مشاكل إذا إستمريت بهذا الطيش فى الحافله
    Aynı zamanda hiç de pervasız sayılmazdık. Open Subtitles ولكن في نفس الوقت لم نكن غافلون على الاطلاق
    pervasız usta, haksızlığa uğrayan çırağını öldürdü. Open Subtitles نعم. السيد المتهوّر يَقْتلُ الملاّكُ المظلومُ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more