| Çünkü, kristal meth pişirdiğim ve bir adam öldürdüğümü inkar etmek daha doğru olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لانه بدا لي ان الاعتراف بهذا افضل من القول بان اني طبخت الميث البلوري وقتلت رجل. |
| Hayır ama meth pişirdiğim o ilk gün. | Open Subtitles | لا ولكن في اليوم الاول اليوم الذي طبخت فيه المخدر |
| Ben sizlere, kendi ellerimle pişirdiğim yumurtalı küp limonlar yapmıştım. | Open Subtitles | وصنعت لكم كعك الليمون هذا الذي خبزته بيدي هذه |
| Sanıvım sana pişirdiğim muzlu ekmeği yakmak için evken geldin. | Open Subtitles | أظن انك وصلت إلى هنا باكرا لكي تستهلكي الخبز بالموز الذي خبزته لأجلك |
| pişirdiğim yemekten hazırlıyorum bu et suyunu. | Open Subtitles | أنا أستخدم الصلصة مهما كان ما أطهوه |
| Her pişirdiğim yemekte olduğu gibi sokaktan buldum. | Open Subtitles | وجدته ملقياً على الشارع, مثل كل الطعام الذي أطبخه |
| Müthiş! İşte bu yüzden kimsenin benim pişirdiğim şeylerden şikayet ettiğini duyamazsınız. | Open Subtitles | هذا الذى لن تسمعه أي واحد يعترض على طبخي. |
| Braçiol pişirdiğim için özür dilememi mi? | Open Subtitles | أنا آسفة لأنني طبخت البرجول؟ |
| # Yemeğimi pişirdiğim # | Open Subtitles | #حيث طبخت قذارتي# |
| Sana pişirdiğim muzlu ekmeği beğenmedin mi? | Open Subtitles | ألم يعجبك خبز الموز الذي خبزته لك ؟ |
| Ağır ateşte pişirdiğim geyik filetosu olduğunu söylemek isterim ama sarhoş edici koku da senden geliyor sanırım, Marlowe. | Open Subtitles | حسنـًا، أودُّ أنْ أقول أنّها رائحة اللحم ، الذي أطهوه ولكن لدي شعور أنْ تلك الرائحة المُسكِرة (رائحتك يا (مارلو |
| Benim tüm pişirdiğim bu, adamım. | Open Subtitles | إنه كل ما أطهوه يا رجل |
| Bu hayatımda pişirdiğim ilk hindi olacak. | Open Subtitles | هذا أول ديك رومي أطبخه في حياتي |
| pişirdiğim şeyleri yemezdi. | Open Subtitles | لم يأكل ما كنتُ أطبخه |
| Ne pişirdiğim yemeklerden memnun oldu ne de yaptığım şeylerden. | Open Subtitles | لا عن طبخي ولا عن أي شيئٍ أقوم به |