| Yapman gereken tek şey ufak bir hareketle bu pisliklerin sokaklardan tamamen kökünü kazımak. | Open Subtitles | اقضي على الملاعين انجح في إزالة هؤلاء الأوغاد |
| Sizin gibi lanet pisliklerin hepsi kolaya kaçar. | Open Subtitles | كلكم أنتم الأوغاد تلجؤون إلى الفرصة الأسهل |
| Bundan sonra beni rahatsız etmeden önce bu pisliklerin üstlerini doğru dürüst arayın. | Open Subtitles | ربما يجب أن تتعلم تفتيش هؤلاء الأوغاد جيدا قبل أن تأتى لإزعاجي |
| O milis domuzlarının ve Amerikalı pisliklerin kardeşimi öldürmesine göz yumdun ve karşılığında kimseyi öldürmedin. | Open Subtitles | لقد تركت خنازير الميلشيا وذلك الحثالة الأمريكى يقتلون أخى دون أن تقتل أحداً منهم فى المقابل؟ |
| pisliklerin o kadar acelesi varmış ki cesedi kontrol bile etmemişler anlaşılan. | Open Subtitles | الحثالة كانوا في عجلة من أمرهم للتحرك وهم لم يفحصوا أجسادنا من الأسلاك |
| O pisliklerin yüzlerindeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا اطيق الانتظار حتي اري نظرات الذعر علي وجه هؤلاء الاوغاد |
| Bu pisliklerin işleri birlikte yürüttüğünü düşünüyorlar. | Open Subtitles | كان متواطئ مع أولئك الأوغاد بالقيام بعمليات مشبوهة |
| Rus pisliklerin 15 dakikadan önce burada olmayacaklarını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بأن الأوغاد الروسية لن يكون هنا إلا بعد 15 دقيقة |
| Siz küçük pisliklerin hepinizi bana ispiyonlayacağı konusunda ona güvenebilirim. | Open Subtitles | ويمكنني الإعتماد عليه لمراقبة جميع هؤلاء الأوغاد الصغار. |
| O pisliklerin Cumartesi yapacak daha iyi işleri yok muymuş? | Open Subtitles | لم يجد هؤلاء الأوغاد شيئًا أفضل من ذلك لفعله يوم السبت ؟ |
| Bu pisliklerin patlayıcı taşıdığını söylemiştim sana. | Open Subtitles | قلت لك إن هؤلاء الأوغاد ينقلون متفجرات. |
| Bu pisliklerin ne yapacağı belli. | Open Subtitles | يمكن توقّع تصرفات أولئك الأوغاد للغاية |
| Burası, bu pisliklerin yuvası. | Open Subtitles | إنها منطقة خالية لهؤلاء الأوغاد |
| Böyle pisliklerin cirit attığı bir yer. | Open Subtitles | إنها منطقة خالية لهؤلاء الأوغاد |
| - pisliklerin sınıfta gözü ve kulağı var. | Open Subtitles | الحثالة لديه كاميرات و سماعات في الفصل جيد |
| Belki aşağıda o pisliklerin kralı olabilirsin ama hayatında ruhunu üç kuruşa satan basit bir terziden başka bir şey değildin. | Open Subtitles | لعلك ملك الحثالة هنا ولكن في الحياة، لم تكن سوى نكرة قام ببيع روحه |
| Şimdiyse bu pisliklerin kişisel ATM'sine dönmüş durumda. | Open Subtitles | لكنها الآن مجرد أجهزة الصرف الآلي الخاصة بهذه الحثالة. |
| Pisliğin teki olabilirler. Ama pisliklerin bile bir ailesi vardır. | Open Subtitles | قد يكونوا حثالة لكن حتى الحثالة لديهم عائلات |
| Bu dişsiz, banjo çalan, cahil pisliklerin hepsinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | اكره كل واحد من هولاء الاوغاد التافهين الذين لايعرفوا ان يتحدثوا |
| Bu pisliklerin senin gibi kaymak gibi birine ne yapacaklarını anlatmama gerek var mı? | Open Subtitles | انت بحاجة ان اخبركِ بأن ماذا سيفعلون هؤلاء الاوغاد لفتاة عاهرة تشبهك في الظلام؟ انت بحاجة ان اخبركِ بأن ماذا سيفعلون هؤلاء الاوغاد لفتاة عاهرة تشبهك في الظلام؟ |
| - pisliklerin masasında size ihtiyaçları var. | Open Subtitles | يريدونك على طاولة الكرابس. |