| Bizim hükümetimiz milli piyango tasarlamadı, milli piyangoyu finanse etmedi, milli piyango yapılmadı. | TED | لم تصمم حكومتنا اليانصيب الوطنية، لم تمول اليانصيب الوطني، ولم تسير اليانصيب الوطني. |
| Burada çoğu zaman bir çeşit piyango mentalitesi ile değerlendiriliyor. | TED | لأنهم على الأغلب في هذه الحال يفكرون وفق منطق اليانصيب |
| Devlet o biletleri size sattığımı duyarsa, yasal piyango işimi kaybederim. | Open Subtitles | لو اكتشفت البلدية، أنني أبيع تلك البطاقات، سأفقد عمل اليانصيب الشرعي |
| Beyin ölümü gerçekleşen bir çocuğu piyango biletine benzetirseniz evet. | Open Subtitles | إن كنت تدعي طفل ميت دماغيًّا بتذكرة يانصيب فحسنًا إذن |
| Sen ve senin fakir, beyaz piyango talihlilerinle artık çalışmayacağım. | Open Subtitles | لا مزيد منك ولا الفائزين باليانصيب البيض اللعينين التابعين لك |
| Başkan Westwood'un ulusal çapta bir piyango düzenleme kararı herkesi heyecanlandırdı. | Open Subtitles | الرئيس ويستوود قرر اجراء اليانصيب اثار ذلك بالتاكيد الكثير من العواطف |
| Ulusal piyango, elverişli aday havuzundan rastgele olarak 200 kadın seçecek. | Open Subtitles | اليانصيب الوطني سيختار 200 سيدة بصورة عشوائية من بين المرشحين المؤهلين |
| Eğer psikopat bir piyango hilecisi olsaydın bu durumu nasıl düzeltirdin? | Open Subtitles | الآن لو أنك كنت مهووس بالغش في اليانصيب كيف ستصلح هذا؟ |
| Birden fazla ülkede politikacılar tarafından başlatılan ve büyük ölçüde başarılı olmuş etkin teknoloji hizmeti örneği var: milli piyango. | TED | فهناك سابقة لمصالح تكنولوجية خلقها سياسيين في بلدان متعددة وقد كانت ناجحة بشكل كبير: اليانصيب الوطني. |
| Ama demek istediğini anlıyorum: piyango bileti almak için kazanmaktan başka sebepler olabilir. | TED | لكن بالتأكيد أرى نقطتك: أنه قد يحدث بعض المنفعة من شراء تذكرة اليانصيب بدلاً عن الفوز. |
| Birisi piyango. Yaklaşık 314 milyon dolar. | TED | الأول هو ربح جائزة اليانصيب أي ما يقارب 314 مليون دولار |
| Buraya atmış olabileceğin piyango biletini de düşünme. | Open Subtitles | ولا تُـفكّر في ورقة اليانصيب التي تركتها هنا بدون قصد |
| Bir tek bu piyango davası kaldı. | Open Subtitles | فترة الاستراحة على وشك الانتهاء، وأنا فقط أمتلك قضية اليانصيب هذه. |
| piyango cinayetleri için temel. | Open Subtitles | القاعدة الأساسية، لجرائم قتل بائعي اليانصيب. |
| İşte, bunu kanıtlayabilirim: işte size minik bir piyango. | TED | أنظروا، يمكنني إثبات ذلك لكم: ها هو يانصيب بسيط. |
| Biliyorum, çünkü son yıllarda neredeyse 1,000 piyango oynayan kişiyle röportaj yaptım. | TED | أنا أعرف، لأنني أستطلعت حوالي ألف مشتري تذاكر يانصيب عبر السنوات. |
| Laramie Hi-Tars, büyük paket işte burada. sağlıkla içiniz yanında piyango bileti veriyor musunuz? | Open Subtitles | علبتا سغائر، وليس لدينا اليوم بطوله تفضلا، دخنّا بصحة وعافية، هل تريدان ورق يانصيب معهما؟ كلا، حسناً، خمسة |
| İnsaniyet Bakanlığı piyango kazananları ve embriyolar üzerinde tam yetki ve kontrole sahip. | Open Subtitles | انه أمر رسمي وزارة الموارد البشرية لديها السيطرة والصلاحية على الفائزات باليانصيب والاجنة |
| Ne kadar şanslı olduğumun farkındayım. piyango kazanmış kadar. | Open Subtitles | أنا مدرك تماما بمدي كوني محظوظاً كحظ ورقة الياناصيب |
| Tebrik ederim, iki milyon dolarlık piyango bileti oldun. | Open Subtitles | لذا، فتهانيي لك، فقد أصبحت ورقة ياناصيب بـ 2 مليون دولار |
| Çöplükte bulduğumuz kızı vuran mermi piyango biletini delip geçmiş. | Open Subtitles | إذاً فتاة القمامة أصيبت عبر تذكرة يناصيب |
| Bugün piyango açıklanacak! | Open Subtitles | اليوم هو يوم ورقتي لليانصيب سيتم الاعلان عنها |
| Bu Harry Grey'in piyango cinayetlerinden yıllar önce çıktığı masum bir yolculuğun dava dosyası. | Open Subtitles | إنه تقرير مراقبة، عن رحلة بريئة، صغيرة، قام بها هاري جراي قبل سنوات من جرائم قتل بائعي اليناصيب. |
| Açıkçası ben kek falan yapmadım, böylece kekler yerine... piyango için bu küçük şeyi getirdim. | Open Subtitles | من الواضح بأني ...لا أجيد صنع الكعك لذا أحضرت هذا الشيء الصغير للتبرع لجوائز البيع باليناصيب |
| Eski günlerde, bir piyango biletine büyük ikramiye çıktıysa, bazıları o bileti satın almak için büyük paralar önerirlerdi. | Open Subtitles | في الماضي كان هناك اوراق يا نصيب رابحة ومفتشي الشرطة كانوا يشتروها بأموال كثيرة |
| Aramanın tek nedeni piyango. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي جعلك تتصل هو اللوتري |
| Şimdi, piyango artisti... kapımı kapa, çarpma. | Open Subtitles | الآن زر اللوتو إغلقْ بابَي، لا يَنتقدُه. |
| Soruşturma sonuçlanana kadar piyango satışları durduruldu. | Open Subtitles | المسؤولون الحكوميون علّقتْ كُلّ مبيعات اليانصيبِ بانتظار تحقيق آخر. |
| - Minibüsüm dökülüyor ama piyango bana çıkar çıkmaz, kendime güzel bir araba alacağım. | Open Subtitles | لكن حين أفوز بالجائزة الكبرى سأشتري سيارة رائعة |
| Hayır ben sadece piyango çıktığını sanıyordum | Open Subtitles | لا يارجل لقد ظننت انني ربحت الجائزة الكبرى |