| ücret performansı yeni uygulamaları fizible hale getirdikçe, yeni uygulamalar piyasaya geliyor. | TED | الآداء السعري يجعل تطبيقات جديدة مجدية ، التطبيقات الجديدة تأتي إلى السوق. |
| Tüm insanlar iç piyasaya çalışırken biz film haklarını tamamen Asya'ya satacağız. | Open Subtitles | بينما الآخرون ينظر إلى ..السوق الداخلية. نبيع حقوق الفيديو إلى آسيا مقدما. |
| Eğer bu ürünle piyasaya açılırsanız sizi 90 milyonluk bir dava bekliyor. | Open Subtitles | هذه دعوى بـ90 مليون دولار ضد موكلتك إذا ذهب المُنتج إلى السوق. |
| Fakat bu yüzyıllardır böyle oluyor: Lifebuoy 1894 yılında, Viktorya İngiltere'sinde kolerayla mücadele için piyasaya sürülmüş. | TED | لكنه كان يحدث منذ قرون: تم إطلاق العلامة التجارية للايف بوي عام 1894 في فيكتوريان انجلاند حقيقةً لمكافحة الكوليرا. |
| Sonuçlar elimize ulaşır ulaşmaz piyasaya ne zaman sürülebileceğini söyleyebiliriz. | Open Subtitles | موعد نشرها فى الأسواق أخبرونا بكل ما يحدث من تطور |
| Buraya, bütün bunların değişeceğini söylemeye geldim çünkü piyasaya yeni bir oyuncak sürüyoruz. | Open Subtitles | ولكنني هنا لأقول لكم أن كل شيئ سيتغيّر. لأننا أحضرنا لُعبةً جديدةً للسوق. |
| Güney Afrika piyasaya birkaç aslan kemiği çıkardı. | TED | والتي بدأت جنوب افريقيا تروج لها في السوق العالمي .. |
| Birkaç yıl içinde piyasaya sürülecek. | TED | سيكون متوفرا في السوق خلال سنة أو اثنتين. |
| ve umuyorum ki seneye veya yakın bir zamanda piyasaya sunulacak. | TED | و آمل أن يكون متوفرا في السوق في غضون السنة المقبلة أو نحو ذلك. |
| Yüzlerce insan bunu almasaydı, bunu piyasaya sunamazdık. | TED | اذا لم يشتريه المئات لا يمكننا وضعه في السوق. |
| AT: Elle tutulan balıkçılık için, iç piyasaya sunma amacı dışında ticari balıkçılık faaliyetlerine katılmıyoruz. | TED | أنوتي: بالنسبة للصيادين التقليديين، نحن لا نساهم في النشاط التجاري للصيد إلا في حالة تزويد السوق المحلية. |
| Soru: Çin kırk yıl önce, yani 1978'de, piyasaya girmek için ilk adımını atmıştır. | TED | سؤال: قبل 40 سنة، 1978، بدأت الصين بالسعي نحو السوق. |
| Tamam metroya tekrar inelim, bu ambalaj piyasaya çıktıktan sonra bu fotoğrafları çekmiştim. | TED | حسنًا، مرة أخرى نعود إلى قطار الأنفاق، بعد أن تم إطلاق التصميم السابق فهذه صور التقطتها. |
| Aslında, Hustler Mağazası'nda yeni bir oyuncak ve aksesuar serisinin piyasaya çıkışını kutlayacağımız bir promosyon partisi var. | Open Subtitles | نحن على وجود حزب الترويجية في متجر المزاحم، الاحتفال إطلاق خط جديد من الألعاب والاكسسوارات. |
| Hepsi tanıdık geliyor. Ama... Bir sürü piyasaya girip çıktım. | Open Subtitles | ,كل شيء يبدوا مألوفاً لكن , ذهبت للعديد من الأسواق |
| Ama ya piyasaya sunulursa petrol ürünlerimize nasıl bir etkisi olur? | Open Subtitles | ولكن لو نزل للسوق, كيف سؤثر ذلك على مصالحنا النفطية ؟ |
| Ama henüz piyasaya sürülmeden almayı nasıl başardınız? | Open Subtitles | لكن كيف حصلت على واحد بما أنهم لن يطرحو للبيع قبل عام كامل |
| Daha piyasaya bile sürülmedi. | Open Subtitles | حتى أنَّه لم يتم إطلاقها للاستخدام بعد |
| Şunu bilmenizi isterim ki, piyasaya çıkmıyor, sadece tasarım. | TED | لذلك أردت فقط أن أعلمكم، أنه لن يصدر بالفعل، فقط التصور. |
| Bilirsin, ...sizin filmle eş zamanlı piyasaya sürülecek bir sigara tasarlamanız gerekecek. | Open Subtitles | تعرف أنتم يا رجال يجب أن تعتقدوا تصميم سيجارة لكي تصدر بشكل آني مع الفلم. |
| Daha sonra bizde almak için ödediğimizden fazla bir fiyatla piyasaya satarız. | Open Subtitles | و نبيعه نحن لأي جهة عمل بسعر أعلى من ثمن شرائه |
| Federal makamları ikna etmeliydiler bunun piyasaya çıkarılabilecek iyi ve güvenli bir ürün olduğuna. | Open Subtitles | بأن هذا كان منتج رفيع وآمن للموافقة على طرحه بالسوق وفعلوا ذلك؛ |
| Çok maddiyatçı görünebilir, Ekselansları ama yeni papa ürünleri piyasaya sürülmeden geçen her gün Vatikan hazinesi ne kadar kaybediyor biliyor musunuz? | Open Subtitles | الخطر الذي يبدو ماديًّا أيضًا هل تعرف كم تفقد خزائن الفاتيكان عن كل يوم يمر دون أي تسويق بابوي جديد في السوق؟ |
| Önde gelen bir Amerikan markası dış piyasaya sunduğu mal çeşitleriyle satışlarını ikiye katlamış. | Open Subtitles | علامة تجارية أمريكية رائدة تضاعف مبيعاتها مقالات التسويق خارج خطها المنتظم |
| Babamın şirketi bunları gelecek yıla kadar piyasaya sürmeyecek. | Open Subtitles | شركة والدى لن تصدره للأسواق قبل العام القادم |
| Bu yeni banknot henüz piyasaya sürülmedi. | Open Subtitles | هذه العمله الجديده لم يتم وضعها للتداول بعد |
| Bunlari piyasaya sür. | Open Subtitles | ضعها في مجال التداول. |