| Mutfak alışverişine gitmem gerekiyordu zaten. Baban özel bir şeyler planlıyormuş. | Open Subtitles | علـي شـراء بعض الطعـام بأيـة حـال والدك يخطط لاعـداد وجبـة مميـزة |
| Oğlunuz dün bir veli toplantısı yapmış... ve Trenton'daki bir Fransız fırınına... sınıf gezisi düzenlemeyi planlıyormuş. | Open Subtitles | و لقد قام إبنكم بعقد إجتماع للأباء أمس و كان يخطط للقيام برحلة ميدانية إلى مصنع الخبز الفرنسي في ترنتون |
| Kızımla masama oturdu. Onca zaman bana, ülkesine ihanet etmeyi planlıyormuş. | Open Subtitles | يجلس على طاولتي مع أبنتي وطول الوقت يخطط لخيانتي ودولته |
| Bana bir şeyler planlıyormuş gibi bakıyor ve pençelerini birbirine sürtüyor. | Open Subtitles | إنها تستمر في اعطائي تلك النظرات وكأنها تخطط لشئ تفرك قدميها معاً |
| Çiçekleri arkadaşına vermeyi planlıyormuş. | Open Subtitles | الأزهار التي كانت تخطط أن تعطيها لصديقها. |
| E- postalarına baktım ve görünüşe göre bu partiye gitmeyi planlıyormuş. | Open Subtitles | راجعت إيمايلاتها و يبدوا أنها كانت تُخطط لحضور هذه الحفلة |
| Katılımcıların kafasını karıştırıp bazılarını yanına çekmeyi planlıyormuş. | Open Subtitles | لقد كان ينوي خداع المُتسابقين لإغوائهم بعيداً عن الحشد والنيل منهم. |
| Anlaşılan adam vurulmadan önce büyük bir gece planlıyormuş. | Open Subtitles | مثل هذا الرجل لابد أنّه كان يخطط جيّداً قبل أنّ يُـطلق عليّه. |
| Dediğine göre Başbakan olan kardeşi bir darbeyi planlıyormuş. | Open Subtitles | قال أن أخاه الذي هو وزير الدفاع كان يخطط لانقلاب |
| Güvenilir bir kaynaktan aldığımız bilgiye göre onu satan kişiden intikam almayı planlıyormuş. | Open Subtitles | وجدنا أنه يخطط للانتقام من الشخص الذى خانه |
| Ne yapıyorsa uzun zamandır planlıyormuş gibi gözüküyor. | Open Subtitles | مهما كان ما يفعله, فيبدو أنه كان يخطط له لمدة طويلة. |
| Seni de tutuklamayı planlıyormuş. Bunu biliyor muydun? Leila'yı da. | Open Subtitles | كان يخطط للقبض عليكِ أيضاً, ألم تعلمي ذلك؟ |
| Chicago'da radikal bir islamcı O'Hare trenini bombalamayı planlıyormuş. | Open Subtitles | متطرف اسلامي في شيكاغو يخطط لتفجير القطار إلى أوهير |
| Evet, dediğim gibi, dikkatimi çekti de Dr. Ashley, zamansız ölümünden önce bu klinikte bazı büyük değişiklikler yapmayı planlıyormuş. | Open Subtitles | فقط قبل وفاة الدكتور آشلي المفاجئة... أنه كان يخطط لإجراء بعض التغييرات الكبيرة جداً هنا في المعهد |
| "Gökkuşağı Kemeri" isimli bir moda dergisi kuruyormuş ve beni yazı işleri müdürü yapmayı planlıyormuş. | Open Subtitles | انه يقوم بتأسيس مجلة للأزياء "طوق القزحية" و يخطط لتعييني رئيسا للتحرير |
| Bunu uzun bir süredir planlıyormuş | Open Subtitles | لقد كان يخطط لهذا لمدة طويلة حقا |
| İstihbarata göre Molina Karteli grup içerisinde başka bir yatırım yapmayı planlıyormuş. | Open Subtitles | كما تقول الإستخبارات هذه الشركات تخطط القيام بإستثمار مختلف |
| Bir grup hırsız bölgedeki bir müzeden bir şeyler çalmayı planlıyormuş. | Open Subtitles | مجموعة من اللصوص تخطط لسرقة متحف محلى |
| Gitmeyi planlıyormuş. Geleceği görmüştü. | Open Subtitles | كانت تخطط للرحيل، رأت المستقبل |
| Birini kaçırmayı planlıyormuş. | Open Subtitles | إنّها تُخطط لإختطاف شخصٍ ما. |
| Michael Buchanan adındaki pilot belli ki uçağı kaçırarak başkanlığa ait alana çarpmayı planlıyormuş. | Open Subtitles | ربّان الطائرة يُدعى (مايكل بوكانن) اختطف الطائرة، و كما هو واضح كان ينوي تحطيمها في المجمّع الرئاسي |