| Papa'nın önceden planları varmış ama onlardan kurtulmayı deneyecek. | Open Subtitles | البابا سيكون لديه خطط سابقة لكنه سيحاول التخلص منهن |
| Bay Monk'u öğle yemeğine götürmeye gelmiştim. Ama onun başka planları varmış. | Open Subtitles | كنت سآخذ السيد مونك للغداء لكن كانت لديه خطط اخرى |
| Kardeşime onlardan uzak durmasını söyledim ama görünen o ki, onun başka planları varmış. | Open Subtitles | ،لقد طلبت من أخي أن يبتعد عنهم ولكن كما هو واضح فقد كان لديه خطط أخرى |
| Belli ki başka planları varmış, o yüzden görüşürüz. | Open Subtitles | من الواضح انهُ لديها خطط اخرى لذلكَ إبحث عنها بنفسك |
| Bana torunlarımın ne kadar zengin olacaklarını salladıkları onca zaman birde yedek planları varmış | Open Subtitles | لذا كما ترى، طوال الوقت يخبروني كَم سيصبح أحفادي أغنياء، وكان لديهم خطة بديلة. |
| Bana torunlarımın ne kadar zengin olacaklarını salladıkları onca zaman birde yedek planları varmış | Open Subtitles | ارأيت كل هذا الوقت كانوا يخبروني كم سيصبح أحفادي أغنياء ولكنهم كانوا يخططون من وراء ظهري |
| Dedi ki, onun çalıştığı kişilerin, Benim için planları varmış. | Open Subtitles | القليل قال بأن الجماعة الذين يعمل عندهم لديهم خطط لي |
| Yarınki maçı izleyemeyeceğini söylüyor çünkü planları varmış. | Open Subtitles | يقول انه لا يمكنه مشاهدة مباراة الغد لأن لديه خطط كثيرة |
| Ama bir şeyin... ya da birisinin, bizim için başka planları varmış. | Open Subtitles | ...لكن شيئاً أو أحداً كانت لديه خطط أخرى من أجلنا |
| Güya Tanrı'nın benim için daha büyük planları varmış. | Open Subtitles | يزعمون أن الرب لديه خطط أكبر لي |
| Denilene göre Tanrının benim İçin daha büyük planları varmış. | Open Subtitles | يزعمون أن الرب لديه خطط أكبر لي |
| Adamın, beklenmedik planları için bile acil durum planları varmış. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه خطط طارئة لخططه الطارئة. |
| Gel gör ki babamın başka planları varmış | Open Subtitles | لكن اتضح ان والدي .لديه خطط أخرى |
| Benim için büyük planları varmış. | Open Subtitles | و قال لي أن لديه خطط لي |
| - Görünüşe göre El Lupo' nun büyük genişleme planları varmış. | Open Subtitles | يبدو أنّ (إل لوبو) لديه خطط توسّع كبيرة |
| - Benim için planları varmış. - Ne tür planlar? | Open Subtitles | لديه خطط لي |
| Ben nişanlılık sürecinin daha uzun sürmesini istedim ama Martha'nın başka planları varmış. | Open Subtitles | أردت إرتباطًا أطول لكن (مارثا) كان لديها خطط أخرى |
| Yani, Alex'in farklı planları varmış diyelim. | Open Subtitles | لِنقل بأن (اليكس) كان لديها خطط أخرى |
| Başkan Bush için Beyaz Saray'daydım, her federal bölüm ve ajansla görüşürken hiçbir planları varmış gibi görünmemelerine işaret ettim. | TED | وكنت في البيت الأبيض للقاء الرئيس بوش ، أجتمع مع كل الوزارات والوكالات الإتحادية، و أشرتُ الى أنّه لايبدو أن لديهم خطة. |
| Fakat başkalarının yaptığım iş için farklı planları varmış. | Open Subtitles | لكن الآخرين كان لديهم خطة مختلفة لعملي. |
| Daha göreve gelmeden Irak hakkında planları varmış. | Open Subtitles | لأنهم كانوا يخططون لعمل شئ ما ضد العراق من قبل مجيئهم للمكتب |
| Her ikisinin de akşam için planları varmış ama dorsedeki partiye gitmek için planlarını değiştirmişler. | Open Subtitles | المتــوفيــن.. وقالو بأنهم كانت لديهم خطط وغيروهـا في اللحظات الأخيرة لتفقد حفلة الشاحنة |