| Bu numarayı bir müşterinizden aldım bana bir sigorta poliçesi lazımdı. | Open Subtitles | لقد حصلت على رقمك من أحد زبائنك احتاج إلى بوليصة تأمين |
| Bayım, sigorta poliçesi hakkında birşey bilmediğime yemin ederim. | Open Subtitles | سيدي اقسم لك اني لا اعرف شيئا عن بوليصة التامين |
| Aşağıladığınız Big Al'ın AV ile bir sigorta poliçesi olduğunu biliyordunuz. | Open Subtitles | أنتم تعرفون أن آل لديه بوليصة تأمين معنا |
| Fazlasını işitmek isterim, ama şirket poliçesi sohbeti yasaklıyor. | Open Subtitles | أود معرفة المزيد عن ذلك ولكن سياسة الشركة تمنع الدّردشة |
| Üçünün de hayat sigortası poliçesi vardı. | Open Subtitles | الثلاثة كان لديهم سياسة التامين على الحياة |
| Del'in hayat sigortası poliçesi. Duyuyor musun? | Open Subtitles | بوليصة ديل للتأمين على حياته هل تسمعينني ؟ |
| 2 milyon dolarlık, kazara olan ölüm poliçesi vardı. | Open Subtitles | كانت مؤمن عليها بوليصة تأمين بمبلغ 2 مليون دولار |
| Eşim ve ben yeni bir sigorta poliçesi satın aldık. Beni muayene etmeni istiyorum. | Open Subtitles | اشتريتُ وزوجتي بوليصة تأمين جديدة وأحتاج إلى الخضوع لفحص طبي |
| Beş parasızdım ve bu yüzden ilk önce aklıma sigorta poliçesi geldi. | Open Subtitles | أنا مفلس وأول فكرة طرأت ببالى هى بوليصة التأمين |
| Biz ayrıca sizin sigorta poliçesi cinayetleriyle de ilgili olduğunuzu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أيضاً بأنك مسؤول لجريمة بوليصة التأمين |
| Hayat sigortası poliçesi, bir şirket poliçesi. | Open Subtitles | حسناً, بوليصة التأمين على الحياة في بوليصة الشركة |
| Küçük işletmelerde kilit adam poliçesi yaygın bir şeydir. | Open Subtitles | بالتأكيد تعلم ، من الشائع وجود بوليصة لرجل يمتلكُ |
| Peki, yalan söylüyorsan diye, diğer her şeyde söylediğin gibi kendime bir güvenlik poliçesi buldum. | Open Subtitles | حسناً ، إذا كنتِ تكذبين كالعادة فقد وجدت لنفسي بوليصة تأمين |
| Klinik için aldığı sigorta poliçesi indirimli 75.000 dolar. | Open Subtitles | بوليصة التأمين التي قامت بإستخراجها على العيادة.. لديها 75000دولاراً قابلة للخصم |
| Burada hayat sigortası poliçesi çocuklarının ve hem Jax'in hem de babanın evlerinin gardiyanıyla ilgili belgeler var. | Open Subtitles | لقد شملت بوليصة التأمين وحراسة للفتيان وكذلك زوجك ومنزل والدك |
| Genellikle, eski kocanızın durumundaki bir adam tedbir amaçlı ailesine sigorta poliçesi ve çocuk kaçırma poliçesi yapar. | Open Subtitles | عادة، رجل في حالتك كزوج سابق يستصدر بوليصة التأمين، سياسة خطف، على عائلته. |
| Siz ikinizin, şirketin sağlık poliçesi için, yarın sağlık kontrolünüz var. | Open Subtitles | انتما ستجريان الفحص الجسدي من اجل سياسة تأمين الشركة |
| Üzgünüm. Mağaza poliçesi, hepsi bu. | Open Subtitles | آسف، أنها سياسة المتجر، هذا كل ما في الأمر. |
| Vegas'a gidiyorum. Sigorta poliçesi gerekiyor. | Open Subtitles | أنا ذاهب لـ "فيغاس"، فأنا بحاجة لبوليصة ضمان |
| Geliyorsa da sigorta poliçesi yaptırdığınız sıradadır. | Open Subtitles | لو كان الأمر هكذا, فقط فى ظل هذه الظروف انت تحظى ببوليصة تأمين |
| Kaza poliçesi geldi, cebimde çek de bende. | Open Subtitles | كل شئ مهيأ,البوليصة جاهزة فى جيبى |
| Görev 4 isimli bir sigorta poliçesi. | Open Subtitles | إنها وثيقة تأمين صغيرة تدعى التوجيه 4 |