| Hintli insanlar hakkında diğer bir konu da seks pozisyonlarını sevmeleri. | Open Subtitles | نعم - بلى - والأمر الأخر حول الشعب الهندي يحبون وضعيات الجنس |
| 1856'da, şehir meclisi misyoner pozisyonu haricinde tüm seks pozisyonlarını yasakladı. | Open Subtitles | في عام 1856 مجلس المدينة قام بمنع جميع وضعيات الجماع ما عدا وضعية الموقف التبشيري توضيح : موقف تبشيري, وضعية جنسية تكون فيها المرأة ملقية على ظهرها والرجل فوقها في مواجهة بعضهما البعض |
| Ama öncü Zebra geçiş noktasına sürüyü yönlendirip, geçiş başladığında timsahlar asıl pozisyonlarını alıyor. | Open Subtitles | فقط عندما تهيأ حمير الوحش انفسها الى نقطة الإنطلاق تعمل التماسيح على إتخاذ مواقعهم النهائية |
| Cleveland ve Quagmire pozisyonlarını koruyorlar ama Joe'yu sabahtan beri görmedim. | Open Subtitles | كليفليندوكوقمايرفي مواقعهم.. ولكني لم أرى جو طوال اليوم. |
| Adamların pozisyonlarını alsınlar Bu işi bitireceğiz. | Open Subtitles | اجعلي رجالك يتخذوا مواقعهم فلننهي هذا الأمر |
| Merkez, polis memurları Ivory Kulesi'nde pozisyonlarını alıyorlar. | Open Subtitles | المراقبة , الضباط يتحركون الى مواقعهم الى برج سكاي ديك |
| Ama bu öylesine güçlü hale geldi ki, kendi pozisyonlarını koruduklarından emin olmak için beraber çalışan bir grup insan vardı, Top 10'un ilk 7'si. Onlar diğer insanların makalelerini tavsiye edebilirlerdi. | TED | لكن هذا أصبح قوي جداً لدرجة إنه كان هنالك عصبة مجموعة من الأشخاص ، أعلى سبعة في مجلس القيادة يعملون معاً لضمان بقائهم في مواقعهم و يقترحون قصص أشخاص آخرين |
| pozisyonlarını kızılötesi haritada gönderiyorum. | Open Subtitles | سوف ارسل لك مواقعهم على الخريطة |
| pozisyonlarını değiştiriyorlar. | Open Subtitles | يحصنون مواقعهم. |
| Duvar düştüğünde KGB ajanlarının çoğunluğu örgüt farklı çabalar içine girse de, pozisyonlarını korurlar. | Open Subtitles | عندما سقط جدار (برلين) غالبة عملاء "المخابرات الروسية" حافظوا على مواقعهم عندما اتجهت المنظمة إلى مساعٍ أخرى |