Yani prenses olarak hayatımın bir peri masalı olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | اعني انك تظنين ان حياتي كأميرة مثل حياة الحوريات |
Ve şu gerçeği eklemek gerekirse, bir prenses olarak başarısızlığa uğramış olursun. | Open Subtitles | وأضيفي إلي ذلك حقيقة أنك ستكوني قد فشلتي كأميرة. |
Peri prenses olarak ortaya çıkacak olan bir tanesi vardı. | TED | أحدهن كانت تأتي مرتدية كأميرة جنية. |
Gelecek seneyi bir prenses olarak mı geçirmeyi tercih edersin yoksa fakir biri olarak mı? | Open Subtitles | أتفضلّين قضاء السنة القادمة كأميرة... أو كفقيرة؟ ... |
Tek sorun, sarayda babamla birlikte bir prenses olarak yaşamak yerine burada, cücelerle dolu bir yerde yaşamamdır ama sonuçta orada yaşayamam, değil mi? | Open Subtitles | المشكلة هي إقامتي هنا، في منزلٍ مليءٍ بالأقزام، عوضَ قصري، مع والدي، كأميرة... لكن لم أعد أستطيع، أليس كذلك؟ |
Fakat Anna'nın geleneksel yazarlardan farklı ve daha kurnaz bir görevi vardı: Kendi ailesi hakkında yazan bir prenses olarak Alexios'un utanç verici kalçadan bıçaklanma olayı gibi olayları doğru tasvir etme sorumluluğu ile soyuna olan sadakatini dengelemek zorunda kaldı. | TED | لكن كان لدى آنا مهمة مختلفة ومعقدة من الكتاب في هذه التقاليد: كأميرة كاتبة عن عائلتها كان عليها أن توازن بين ولائها وأقربائها مع التزامها لتصوير الأحداث بدقة، التنقل في القضايا مثل أليكسيوس طعنة محرجة إلى الأرداف. |
Bir prenses olarak tamamen başarısızım. | Open Subtitles | أنا فاشلة تماما كأميرة |
prenses olarak herkese söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | كأميرة لدي ما اقوله لكم |
prenses olarak, sözüm, onurumdur. | Open Subtitles | -كلمة شرف كأميرة |
Blair'in halkın karşısına ilk çıkışı bu akşam olacak şu hayır işi galalardan birini seçer seçmez bir prenses olarak ilk resmi çıkışını yapacak. | Open Subtitles | سيكون أول خروج في العلن لـ(بلير) هذه العشيّة، طالما أنها ستختار إحدى تلك الحفلات الخيريّة... لتعلن ظهورها الأول كأميرة... |
Bir prenses olarak! | Open Subtitles | كأميرة... |