| Promisin iğnesi bu yetenekleri almaya cesaret eden herkese açık hale getirdi. | Open Subtitles | جرعه البرومايسن جعلت هذه القدرات متاحه لاى شخص عنده الشجاعه ان ياخدها |
| Jordan Collier'ın bir mesih olduğuna, ve Promisin'in dünyayı kurtaracağına inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تؤمن ان جوردان كوليير هو المسيح وان البرومايسن سوف ينقذ العالم |
| Northmount Üniversitesindeki bir Promisin dağıtım şebekesi hakında söylentiler duyuyorduk. | Open Subtitles | سمعنا إشاعات عن شبكة لتوزيع البروميسين فى كلية ، نورثمونت |
| Jordan Collier'a ve Promisin'e karşı bir yılda yaptığımızdan daha fazla ilerleme kaydettim. | Open Subtitles | لقد أحرزت تقدما كبيرا ضد جوردون كولير و البروميسين بعد صناعتى منذ عام |
| Emin olmak için herkesle görüşmemiz ve onlara Promisin testi yapmamız lazım. | Open Subtitles | و مع ذلك فاننا نريد الجميع ليخضعوا الى فحص البروميسن فقط للتأكد |
| Bütün Promisin i halka dağıtmakla iyi bir yoldan gittiğini düşünmüyorum? | Open Subtitles | لم أظن أنه سوف يستمر بذلك بأن يعطي الناس البروميسن |
| Eğer o site 20 insanın Promisin almasına sebep olursa, 10 tanesi hayatını kaybedecek. | Open Subtitles | لو هذا الموقع ألهم 20 شخصا باخد البرومايسين منهم سوف سوف يموتون10 |
| Ben yine de fark yaratmak isteyen herkese Promisin vereceğim. | Open Subtitles | ما زلت سأعطي البرومايسن لأي شخص يريد الحصول على قدرة |
| Yine de, hükümetin tek söylediği Promisin'in ne kadar kötü olduğu, ve... | Open Subtitles | حتى الان كل ما تسمع ان الحكومه تقول مدى سوء البرومايسن |
| Audrey Parker'ı sırf Promisin aldı diye şeytan saymayacağım. | Open Subtitles | انا لن اتبع سبيل اودرى باركر لانها اخذت حقنه البرومايسن |
| Promisin aldı, ama Vanessa Martin için yaptıklarına bak. | Open Subtitles | هى اخذت البرومايسن ولكن انظر ماذا فعلت لفانيسا |
| Dünyaya Promisin'i dağıtmakla yanlış yaptığını söylediğim halde mi? | Open Subtitles | حتى لو انى قلت للعالم انك مخطىء لاعطاء البرومايسن للناس ؟ |
| Belki birisi ona yüksek dozda Promisin vermeyi denemelidir. | Open Subtitles | ربما على احد ما ان يحقنه بجرعه كبيره من البرومايسن |
| Piersahl kazası olduktan sonra, enjekte edilen Promisin miktarını geriye çektik. | Open Subtitles | لكن حللنا سوائل الدماغ لديهم بعد البروميسين |
| Eğer bu askerlere en yüksek dozda Promisin verirsek, ne kadar sürede yetenekleri gelişir? | Open Subtitles | لو أعطينا هؤلاء الجنود أكثر جرعة ممكنة من البروميسين كم سيحتاجون حتى يطوروا قدراتهم ؟ |
| 17,432 birim Promisin ile ne yapacağız? | Open Subtitles | ماذا سنفعل بـ 17.432 جرعة من البروميسين ؟ |
| Yani temel olarak, havalı olmak istiyorsan, Promisin vurun. | Open Subtitles | لذلك إذا اردت ان تكون جيدا خذ البروميسين |
| Ayrıca, Promisin vurunmanın riskini azaltacak biri varsa, odur. | Open Subtitles | و علاوة على ذلك , إن كان هناك احد بإمكانة الحد من مخاطر تعاطى البروميسين فإنه هو |
| Eh, ama ben bu insanlar için kötü hissediyorum, fakat Promisin in de harika işler yaptığını gördüm. | Open Subtitles | و أنا أشعر بالسوء لهؤلاء الناس و لكني شاهدت البروميسن يقوم بأشياء جيدة |
| Vücudumdaki Promisin seviyesinden konuşuyorlardı uyanmamın (komadan çıkmamın) nedeni olabilirmiş, | Open Subtitles | قالو أنه كان هناك نوع من ارتفاع في نسبة البروميسن في جسمي و هذا ما جعلني أستيقظ |
| Ve uyandığımda sen ve annem odadaydınız, ve ben ... annemin bana Promisin enjekte ettiğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | و كنت أنت و أمي في الغرفة أثناء حدوث ذلك .. و أنا أشك بأن أمي تستطيع الحصول على البروميسن |
| Bu oldu mu da, kitaba göre herkes Promisin alınca... | Open Subtitles | حينما يحدث ذلك طبقا لما قاله الكتاب كل شخص سوف ياخد البرومايسين |
| Promisin onu öldürmemiş. Sokakta kalmış bir hali de yok. | Open Subtitles | الحقنه لم تقتلها ,انها حتى لم تعد تعيش فى الشوارع |