| Bütün protestocuların oraya odaklanacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | لأننا نخمن أن كل المتظاهرين سوف يتركزون فى هذه المنطقة |
| - Evet, Jean Asbury Seattle'da bize protestocuların başvurdukları taktikleri gösterdi. | Open Subtitles | حسنا , كان معكم جين أسبيرى من سياتل وكانت تريدنا أن نشاهد أساليب المتظاهرين المبتكرة |
| Bu hapiste olan protestocuların dosyası. | Open Subtitles | هذا ملف للكثير من المتظاهرين المعروفين الموجودين بالسجن |
| protestocuların "bombalı eylemleri", polislere yapılan "saldırılar" mı? | Open Subtitles | حيث يقوم المتظاهرون بالتفجير والاعتداء على ضباط الشرطة؟ |
| Doğru, protestocuların konuşma özgürlüğünü dile getirdiği kaldırımları yaptı diye belediyeyi dava edemezsiniz. | Open Subtitles | صحيح, لا يمكنك مقاضاة المدينة لبناء أرصفة مشاة حيث يعبر المتظاهرون عن خطاب حريتهم |
| protestocuların gitmesini sağlarsan, bütün şişeyi sana veririm. | Open Subtitles | أطرد المحتجين من هنا وسأعطيك الزجاجة بكاملها |
| protestocuların, sistemli bir süreci zayıflatabileceği endişeleri var. | Open Subtitles | هناك قلق من أن المتظاهرين قد يضعفون مايمكن أن يكون عملية منظمة |
| Bu arada protestocuların ana hedefindeki bizler ise hâlâ odamızda tutuluyorduk. | Open Subtitles | في غضون ذلك كنا نحن الثلاثة المستهدفين من المتظاهرين الغاضبين لازلنا نتحصّن بحجراتنا |
| protestocuların istekleri karşılandığından ekip tehlikeyi atlatmış olmayı umuyordu. | Open Subtitles | وبما اننا نفذنا مطالب المتظاهرين بالمغادرة كنا نأمل ان نكون في مأمن من الخطر |
| İsrail Başbakanının bu ayın ilerleyen günlerinde meclise yönelik konuşma yapacağının duyurulmasının ardından, protestocuların bazılarının New York City'deki BM binasının önünde toplanmasıyla tansiyon giderek artıyor. | Open Subtitles | قارئ: التوترات تتصاعد كما بعض المتظاهرين قد بدأت بالفعل جمع هنا في مدينة نيويورك |
| Berkut'un baskısı öyle güçlüydü ki protestocuların el ele oluşturduğu zincir kopmaya başladı. | Open Subtitles | كان ضغط القوات الخاصة ضخما حيث بدأ بتفكيك سلسلة المتظاهرين اليدوية |
| Özel Kuvvetler ise protestocuların silahlanıp ateş ettiğini düşünmüş. | Open Subtitles | بينما ظنت قوات الداخلية أن المتظاهرين تسلّحوا و قاموا بإطلاق النار |
| Bakın ekipmanlarımız durduruluyor. Hepsi protestocuların suçu. | Open Subtitles | انظروا، لا تنفكّ معداتنا تتعطلُّ، وهؤلاء المتظاهرون هم الملومون. |
| protestocuların Milyonlarca İnsan Yürüyüşü sırasında kimyasal tuvaletleri yaktığı zaman ki durum hariç. | Open Subtitles | عندما أحرق المتظاهرون المبولات العامة |
| Bu protestocuların izni var. | Open Subtitles | أولئك المتظاهرون لديهم تصريح بذلك |
| protestocuların, acılarını anladığımı bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يعرف المتظاهرون أني أتفهم ألمهم |
| protestocuların da yemek yemesi lazım. | Open Subtitles | المتظاهرون يجب أن يأكلوا ايضاً |
| Hastanedeki atmosfer bugün her iki taraftaki protestocuların konuşmalarıyla gittikçe saldırgan hale geldi. | Open Subtitles | كان الجو العام متوتراً في المستشفى اليوم مع ازدياد عدوانية المحتجين ...من الطرفين |
| Bugün ise Madison'daki protestocuların sayısı 30.000'ler civarında. | Open Subtitles | الليلة,عدد المحتجين في ماديسون يقدر بحوالي 30,000 |
| Birleşmiş milletlerdeki sorun kızgın protestocuların toplanmasına ve tartışmaya konu olan kişinin protesto edilmesine yol açtı. | Open Subtitles | , مشاكل في الأمم المتحدة حيث حشد من المحتجين الغاضبين قد تجمعوا للإحتجاج على متحدث مثير للجدل |
| Seyircilerin çığlıkları protestocuların sinirli bağırışları yaralıların imdat sesleri artık duyulmuyordu. | Open Subtitles | .. لم تعد الصرخات مسموعة .. المنطلقة من متفرجين خائفين أو الهتافات الغاضبة للمتظاهرين |
| Kanadalılar protestocuların bölgeye girmelerine izin veriyorlar. | Open Subtitles | الكنديون يتركوا المعارضون على طول الطريق حتى الحدود |