| Kokulu purolar içmeyecek. Saçlarına briyantin sürmeyecek. | Open Subtitles | و لن يدخن السيجار الدهنى أو يستعمل الزيوت فى شعره |
| Kes şunu! purolar sadece zenginler ve efsanevi komedyenler içindir. | Open Subtitles | كف عن ذلك ، لا يدخن السيجار إلاالأغنياءوعظماءالكوميديا.. |
| Şaraplar, çikolatalar, purolar, tarz... Yuttum bunu. | Open Subtitles | النبيذ, الشوكولاتة, السيجار, الموظة خدعوني |
| Takımlar, purolar, içkiler ve hoppa kadınlarla dolu atlı karıncasında kapana kısılmış, üzgün palyaçoya gülün. | Open Subtitles | اضحكوا على المهرج الحزين العالق في منصتة الدوارة التي تحتوي على السيجار و الفتيات و الخمر |
| Evet, biliyorum. Şampanyalar, limuzinler, purolar. | Open Subtitles | أجل، أعلم، الشمبانيا، الشراب، السيغار |
| Ben 35 yıldır patlayan purolar ve sigaralar satıyorum fakat bu zamana kadar zarar gören tek şey insanların gururu oldu. | Open Subtitles | لقد كنت أبيع السيجار المنفجر واللفائف لـ 35 عاماً والشيء الوحيد الذي يتأذى هو كرامة الشخص |
| Temiz hava almak için çıktığında içtiğin purolar. | Open Subtitles | السيجار الذي دخّنته عندما خرجت لتنشق الهواء النقي |
| Oldukça nefret dolu olan bu insanlar saçma kıyafetlerden giyinmişlerdi büyük purolar içiyorlardı. | Open Subtitles | كانوا حاقدين بملابسهم المضحكة يدخنون السيجار الكوبي |
| Aslında buraya purolar için gelmedim. | Open Subtitles | كما تعلمين، أنا لم آتي الى هنا من اجل السيجار. |
| Yemeklerini küçük bistrolarda yiyor,... birbirlerine pahalı purolar alıyorlardı." | Open Subtitles | كانا يتناولان طعامهما معًا في مطاعم صغيرة. ابتاع كلّ واحد منهما للآخر السيجار الذي يُحبّ". |
| Biralar, purolar ve bir bot. | Open Subtitles | نشرب الجعة ، ندخن السيجار و معنا قارب |
| Şimdiki purolar bok gibi. | Open Subtitles | هذه السيجار هي الآن حماقة. |
| purolar kötüdür Onları özlemeyeceksin | Open Subtitles | السيجار شر، لن تفتقدها. |
| purolar yüzünden. | Open Subtitles | السبب هو السيجار. |
| purolar. | Open Subtitles | نعم , السيجار. |
| Şu purolar. | Open Subtitles | السيغار |