| Aslında paylaşılan veriyi bildiğimde ve açık bir şekilde benim rızam istendiğinde bazı sitelerin benim alışkanlıklarımı anlamasını istiyorum. | TED | في الواقع، حين أعرف البيانات التي تتم مشاركتها وتطلب مني موافقتي بوضوح، أريد من بعض المواقع أن تفهم عاداتي. |
| Tek istisnası benim rızam olmadan başlattığın sapkın seks eylemi olmak üzere, dün gece seninle yastık kalesinde harika zaman geçirdik. | Open Subtitles | قضيت وقتاً رائعاً معك ليلة أمس في حصن الوسائد و الإستثناء الوحيد كان الفعل الجنسي المنحرف الذي بدأتي به بدون موافقتي |
| Bir bütün olarak değerlendirildiğinde şu an çoğu benim rızam olmadan benim kişisel bilgilerimi izleyen 150'den fazla site var. | TED | وبشكل عام، هناك ما يزيد عن 150 موقعا تتبع معلوماتي الشخصية الآن، أغلبها من دون موافقتي. |
| Her ne olursa olsun benim rızam olmadan bir şey yapamazlar. | Open Subtitles | مهما يحدث, فلن يستطيعوا عمل اى شئ لك بدون موافقتى |
| Ve herkes çok iyi bilir ki rızam benim öyle karşılıksız dağıttığım bir şey değildir. | Open Subtitles | وكما يعلم الجميع فإن مباركتي ليست شيئاً أمنحه بسهولة. |
| Eğer İdareci ise rızam olmadan da benden bilgi alabilir. | Open Subtitles | إن كان متلاعبًا، فبوسعه استخلاص .المعلومات رغمًا عن إرادتي |
| rızam olmadan kimse parama kement atamaz. | Open Subtitles | دعني أخبرك لا أحد يرمي شباكه على مالي دون موافقتي وهذا يتضمن زوجتي |
| Dördünüz beni bilgim ve rızam olmayan yasa dışı bir eyleme ortak ettiniz ve bundan hiç memnun değilim. | Open Subtitles | أنتم الأربعة أقحمتمونى بنشاط غير شرعي بدون معرفتي أو موافقتي وأنا لا أوافق على ذلك |
| Bak, burada ne yapıyorsun bilmiyorum ama bunun geçen gün beni rızam olmadan öpmenle ilgisi varsa açıkça belirtmem gerekir ki kabul edilebilir bir şey değildi. | Open Subtitles | حسنا. إنظر لا أعرف ما تفعل هنا لكن لو أن لهذا علاقة بتقبيلي اليوم الفائت بدون موافقتي |
| Sonra bizim numunelerimizi alıp zaman ayarlı bir sistemle her şeyi rızam dışı yapmışlar. | Open Subtitles | أخذوا عيناتنا مع نظام إطلاق زمني من نوعٍ ما وبعدها فعلوا كل هذا بدون موافقتي |
| Bu kimyasal silahın bilgim veya rızam olmadan kullanıldığını Uluslararası Ceza Mahkemesine ve tüm dünyaya ispatlıyor. | Open Subtitles | يثبت للمحكمة الجنائية والعالم برمته أن الأسلحة الكيماوية محل الاستجواب أطلقت دون علم مني أو موافقتي |
| Bedenime girmesi için rızam olması gerekiyor. | Open Subtitles | كان عليّ منحه موافقتي لدعوته للدخول |
| Mason rızam olmadan onları yürüyüşe çıkaramaz. | Open Subtitles | ميسون ليس لنقلهم للنزهة دون موافقتي. |
| Kardeşim, bilgim veya rızam olmadan aptalca davrandı. | Open Subtitles | فعل أبي شيء غبي بدون علمي أو موافقتي |
| Evet, rızam olduğuna dair imzalamam gereken belge. | Open Subtitles | حسنا، صيغة موافقتي الرسمية. |
| Tercih ya da bir karşılık sunmadan onlara hizmet etmek rızam olmasa da benim görevim sanıyorlardı. | Open Subtitles | أدعوا هذا على بدون موافقتى أن واجبى أن أخدمهم بدون أختيار أو مكافأة |
| Tekrar vurgulamak isterim ki bu adamlar benim rızam ve bilgim haricinde hareket etmiştir. | Open Subtitles | و انا اؤكد ثانيه بأن هؤلاء الرجال تصرفوا بدون موافقتى او معرفتى |
| Ve herkes çok iyi bilir ki rızam benim öyle karşılıksız dağıttığım bir şey değildir. | Open Subtitles | وكما يعلم الجميع، فإن مباركتي ليست شيئاً أمنحه بسهولة. |
| Seninle kafa buluyorum adamım. Elbette rızam var buna. | Open Subtitles | إنني أعبث معك يارجل بالطبع نلت مباركتي |
| Beni rızam olmadan burada tutamazsınız. | Open Subtitles | -لا يمكنكم إبقائي هنا رغمًا عني |