| O radikallerle hiçbir bağlantım olmadığına sizi temin ederim. | Open Subtitles | يمكننى أن أؤكد لكم بأنه ليس لى علاقة مع هؤلاء المتطرفين |
| Henry radikallerle ilişkili olup eğitim kamplarından birine gitmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما هنري تم أشراكة مع المتطرفين وأصبح يذهب إلى أحدى معسكرات التدريب |
| Ki biz evrensel demokratik kültürü desteklemekte karasız kalıyoruz, çünkü buna ortaklık ediyoruz - değerlerimizin evrenselliğine inanmaya ortaklık ediyoruz - radikallerle. | TED | أننا نتردد في تبني عولمة ثقافة الديمقراطية ، لأننا مشتركون في -- أننا نقترن بإعتناق عولمة قيمنا -- مع المتطرفين . |
| Orta seviye bir uyuşturucu kaçakçısı nasıl olmuş da doğulu radikallerle birlik olmuş? | Open Subtitles | كيف يُمكن لمُهرّب مُخدّراتٍ من الدرجة الثانية أن يرتبط مع مجموعة من المُتطرّفين من الشرق الأوسط؟ |
| Anlayacağın, Palmer da benim gibi radikallerle mücadele etti. | Open Subtitles | لقد حارب (بالمر) المُتطرّفين كما فعلت أنا. |
| Jamot'un radikallerle bağlantıları olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم بأن (جاموت) لديه ارتباطات مع المتطرفين |
| radikallerle iyi geçindim. | Open Subtitles | تسكعت مع المتطرفين |
| radikallerle güzel iş yaptım. | Open Subtitles | تسكعت مع المتطرفين |
| Palmer da benim gibi radikallerle savaştı. | Open Subtitles | لقد حارب (بالمر) المُتطرّفين كما فعلت أنا. |