| radyodan dinlemek istersen yedinci yarış 4:30'da başlayacak. | Open Subtitles | السباق السابع يبدأ الساعة 4: 30 إذا أردت أن تتابعه على الراديو |
| Kimse radyodan birinin düştüğünü göremez. | Open Subtitles | لا اظن ان اى شخص سوف يراك وانت تسقط خلال الراديو يا سيدى |
| Onların şampanya içişlerini radyodan dinleyenler. | Open Subtitles | وهناك نحن، من يستمع إليهم يشربون من خلال الراديو |
| Çok güzel bir şarkıyı bozuk bir radyodan dinlemek gibi ve bu radyoyu evin etrafında tutman senin güzelliğin. | TED | فتشبه سماع أغنية جميلة من مذياع قديم محطم. ومن الجميل منك أن يبقى المذياع في المنزل. |
| radyodan bahset. Rehineler için elimden geleni yapayım. | Open Subtitles | قل لنا اكثر عن المذياع وسأرى مايمكنني فعله حول الرهائن |
| Pek çoğunuz beni radyodan, ve bu yüce cemaat adına yaptıklarımdan tanıyorsunuz. | Open Subtitles | العديد منكم يعرفونني من الإذاعة والعمل الذي قمت به لمصلحة هذه الكنيسة العظيمة. |
| Onu gazetelerden, radyodan duymuştum. | Open Subtitles | سَمعتُ الإشاعاتَ في الورقةِ، على الراديو.. |
| Çocuklara radyodan komik gazeteleri okurdu ve hemen hemen bu şehrin en iyi belediye başkanı oydu. | Open Subtitles | كان يقرأ القصص المضحكة للأولاد في الراديو وكان احسن رئيس بلدية عرفته المدينة |
| radyodan ayrıldığını duydum. | Open Subtitles | حَسناً، سَمعتُ أنت ما كُنْتَ على الراديو. |
| Başkan, Pazar günü radyodan Ulusa Sesleniş'de bulunacak. | Open Subtitles | الرئيس سيقوم بخطاب الأحد على الراديو المعتاد. |
| Bence kulağını radyodan çıkarıp, kıçını maçlara götürmelisin. | Open Subtitles | يجب أن لا تسمعى الراديو كثيرا وتخرجى الى الملعب |
| radyodan sizin programınızı dinledik. | Open Subtitles | ليس في الواقع. وَضعنَا معرضَكَ على الراديو. |
| radyodan bulabildiğin kadar bilgi al. | Open Subtitles | تقصي عن الأخبار، احصلي على معلومات من الراديو قدر استطاعتك. |
| 14'ü kapattıklarını radyodan duydum. Uyarmak için aramıştım. | Open Subtitles | لقد سمعت في الراديو بأن الطريق 14 مغلق كنت أود الإطمئنان فقط |
| Ve aslında daha da mucizevi olan şey, radyodan duyduğuma göre, yağmur sadece burada böyle sağnak şeklinde yağıyormuş. | Open Subtitles | هناك معجرة أكبر حسب أُعلن في المذياع لم تهطل الامطار في أي مكان آخر غير هده المنطقة |
| radyodan iki bilet kazandım. Çok eğleneceğizl. | Open Subtitles | ربحتهما من خلال المذياع سوف نحصل على كرة |
| Maryland'dan geldik. radyodan mesajını duyduk. | Open Subtitles | أتينا من ماريلاند سمعنا رسالتك عبر المذياع |
| radyodan duydum, tünelin bir park yeri varmış. | Open Subtitles | سمعتُ في نشرة الإذاعة أنّ النفق مكان وقوف |
| Gazetelerden, radyodan, telefondan öğrenmeyecek mi? | Open Subtitles | ألن يعرف من خلال الصحف ، الإذاعة أو الهاتف؟ |
| Stockholm'da yayın yapan bir radyodan bir duyum aldık. | Open Subtitles | تحصلنا على أخبار جديدة عبر راديو ستوكهولم |
| Ayrıca onu yerel yayınlarda kullandık yani ya radyodan duymuş ya da gazetede görmüştür. | Open Subtitles | على الرغم من اننا نبثه اقليميا فمن الممكن انه التقطه من الاذاعة او الجريدة |
| Erken saatlerde radyodan kontrolden çıkmış bir trenin geldiğini söylemiştik. | Open Subtitles | كنا نصرخ في اللاسلكي ثمّة قطارٌ مُنفلتٌ قادم |
| Hey, az önce radyodan duydum. Bütün uyarı sirenleri gitmiş. | Open Subtitles | لقد سمعت بالمذياع ان كل أجراس الانذار تعطلت |
| Bak Bay DJ birkaç reklamda oynadın diye radyodan sıkıldın mı yoksa? | Open Subtitles | تستمرون بعرض الإعلان بعد الإعلان، بالتأكيد البرنامج الإذاعي ليس ممتعا كما كان. |
| Seni radyodan göndermemişler. Buraya sihirbazlık öğrenmeye gelmişsin. | Open Subtitles | إذًا لم تأتِ من المحطة الإذاعية و لكنَّك أتيت من أجل تعلُّم السحر |