| Bay Johnson'ın kronik rahatsızlığı var gibi. | Open Subtitles | غالبا السيد جونسون هو من يعاني من مشاكل مزمنة |
| Babanızın kalp rahatsızlığı var. Kalbi çok büyük. | Open Subtitles | والدك يعاني من مرض في القلب يمكن للمرء أن يقول قلبه كبير جداً |
| Ama şu an sinirsel rahatsızlığı var. | Open Subtitles | ولكنه يعاني من أمراض عقليه ونفسيه |
| Ama kalp rahatsızlığı var. | Open Subtitles | أثبتت نتيجة فحصها وجود "السيكانول"، لكن لديه مرض في القلب. |
| Hastanın otoimmün rahatsızlığı var. | Open Subtitles | هذا المريض لديه مرض في جهازه المتاعي |
| - Evet, bilmiyor. Söyleyemeyiz. Kalp rahatsızlığı var. | Open Subtitles | {\pos(190,210)} كلّا، لا يعلم، ولن يعلم، فإن لديه علّة قلبيّة. |
| Kalp rahatsızlığı var. Bırak böylesini normal bir hamileliği bile kaldırabilir mi bilmiyorum. | Open Subtitles | لديها مرض قلبي، لا أعرف حتى إن كانت تستطيع تحمّل حملٍ عاديّ |
| Hastanın oldukça nadir görülen bir deri rahatsızlığı var ve ışığa karşı aşırı bir hassasiyet sergiliyor. | Open Subtitles | كان المريض يعاني من نفس واحدة مرض جلدي ... يتضح من الحساسية المفرطة للضوء. |
| Bu adamın kalp rahatsızlığı var. | Open Subtitles | هذا الرجل يعاني من قلب ضعيف |
| Babamın kalp rahatsızlığı var. | Open Subtitles | أبي يعاني من اضطراب في القلب |
| Van Wilder hastalığı adında bir rahatsızlığı var. | Open Subtitles | "يعاني من مرض يُدعى "فان والدر |
| Sanırım tinnitus rahatsızlığı var. | Open Subtitles | أظنّه يعاني من رنين الأذن! |
| Sanırım tinnitus rahatsızlığı var. | Open Subtitles | أظنّه يعاني من رنين الأذن! |
| Kendisi hasta. Kalp rahatsızlığı var. | Open Subtitles | أنه رجل مريض، لديه مرض في القلب! |
| - Evet, bilmiyor. Söyleyemeyiz. Kalp rahatsızlığı var. | Open Subtitles | {\pos(190,210)} كلّا، لا يعلم، ولن يعلم، فإن لديه علّة قلبيّة. |
| Catrina'nın, eklemlerine müthiş bir ağrı veren nadir bir kemik rahatsızlığı var. | Open Subtitles | كاترينا) كان لديها مرض نادر يصيب مفاصلها) |