| Söylentiye göre içimizdeki rahiplerden biri gizlice ilacını almayı bırakmış. | Open Subtitles | واحد من الكهنة, أجبر نفسه على عدم تعاطى الجرعة. |
| Söyledikleriyle tutarlı davranan nadir rahiplerden biri. | Open Subtitles | هو أحد أولئك الكهنة النادرين هو في الحقيقة يؤمن بما يبشر به |
| rahiplerden çok dua eder, bekçilerden daha az uyur, vaktinden önce yaşlanırız. | Open Subtitles | إننا نصلي أكثر من الكهنة وننام أقل من الحراس |
| Otuz yıl önce, ben de rahiplerden eğitim aldım. | Open Subtitles | لقد تعلمتُ أنا أيضا على يد القساوسة منذ ثلاثين عاما |
| Siz de öğrencilere cetvelle vuran o rahiplerden misiniz? | Open Subtitles | هل أنت واحد من أولئك القساوسة الذين يضربون الأطفال بالمسطرة؟ |
| rahiplerden biri, emniyet için parşömeni Sarmal Duvarlar'ın içine mühürlemiş. | Open Subtitles | قام أحد الرهبان بإخفائها داخل الجدار المُنعطفة ليبقيها فى مأمن. |
| Vebayı koruması için görevlendirilen rahiplerden biri hastalandı. | Open Subtitles | أحد الكهنة الذي أرسلوا لحراسة أصبح مريضا |
| rahiplerden biri kaçmaya karar verip, belgeye göre evden, evin, üst odalarından birinin anahtarı, iki tahta kiriş büyük ihtimalle çatıyı ayakta tutan, altı kuş ve bir masa. | Open Subtitles | واحد من الكهنة قرر ألهروب و هو سرق من المنزل، وفقا للطامور، مفتاح لإحدى غرف الطابق العلوي، اثنين من عوارض خشبية |
| Sen şu her zaman okuduğumuz rahiplerden misin? | Open Subtitles | أليسوا الكهنة الذي نقرأ عنهم دوماً؟ |
| Adamalarına rahiplerden uzak durmalarını söyleyeceksin. | Open Subtitles | اخبر صبيانك ان يتركوا عصابة الكهنة |
| Ülkedeki ilk rahiplerden biriydim. | Open Subtitles | أول عضو في جماعة الكهنة فى البلد |
| rahiplerden biri zenci. | Open Subtitles | واحد من الكهنة اسود. |
| rahiplerden pek de hoşlanmıyor gibi. | Open Subtitles | يبدو أن الكهنة لا يعجبونه. |
| Romalılardan ya da rahiplerden değil. | Open Subtitles | ليس من الرومان او الكهنة |
| Onun için istediğim tek şey rahiplerden ve zorbalardan arınmış bir İspanya. | Open Subtitles | كل ما أطلب لأجلها إسبانيا خالية من القساوسة و الطغاة |
| fakat bundan önce rahiplerden biri kaçmayı başardı. | Open Subtitles | قبل أن يتمكنوا من إيقافه. لكن أحد القساوسة هرب. |
| Dinle. Belki rahiplerden biriyle konuşmak iyi gelir. | Open Subtitles | ربما عليك ان تتكلم مع أحد القساوسة |
| - rahiplerden konu açılmışken yanlış rahibi öldürdün Mick. | Open Subtitles | ...بمناسبة الحديث عن القساوسة لقد قتلت القِسّ الخاطئ... |
| Yaşadığı yerdeki Fransız Trapist rahiplerden bir kısmı kendine işkence etmesi tuvalette yıkanması gibi çılgınca şeyler yüzünden onu kovmuş. | Open Subtitles | وبناءً على أوامر الرهبان الفرنسيين ... حيث كان يعيش ... تم طرده نتيجة لأفعاله المجنونة محاولاً تعذيب نفسه بالاغتسال في المرحاض ، هذا أحد أفعالة |
| rahiplerden biri geçitten geldi. | Open Subtitles | عبر أحد الرهبان البوابة |