| Kamuya hizmet etmeyi reddeden birisinin, varolmaya hakkı var mıdır? | Open Subtitles | هل يحق للأنسان أن يعيش إذا رفض أن يخدم مجتمعه؟ |
| Bana geçmişte onun teklifini reddeden tek erkeğin sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنّك الرجل الوحيد الذي رفض تمهيدها للجنس في الماضي. |
| New York City'de, tekerlekli sandalyede olduğunuz için sizi almayı reddeden bir otobüsü durdurmak için kaç insan gerekir? | TED | كم عدد الأشخاص القادرين على إيقاف حافلة في مدينة نيويورك حينما يرفضون أن تدخلوا الحافلة لأنكم على كرسي متحرك؟ |
| Bunu, kadına tecavüz eden erkeği cezalandırmayı reddeden devlette görüyoruz. | TED | نرى ذلك في الحكومة التي ترفض مُعاقبة الرجال المغتصبين للنساء. |
| Katılmayı reddeden insanlar, bu eksikliklerin sebeplerinden birisi. | TED | من الأسباب وراء تلك الإختفاءات أن هناك أشخاصاً رفضوا المشاركة. |
| Gemi, kontratımı ödemeyi reddeden yeni bir şahısa satıldı. | Open Subtitles | تم بيع السفينة لشخص آخر ، الذي رفض إحترام العقد |
| Tıpkı itiraf etmeyi reddeden Albay Wara'ya yaptıkları gibi. | Open Subtitles | كما قاموا بتبخير العقيد وارا الذي رفض الاعتراف |
| Anlasmanin mühürü olarak, reddeden sövalyeyi öldürüp kanini ictiler. | Open Subtitles | ولأتمام التعاقد قاموا بقتل الفارس التاسع الذى رفض مشاركتهم وشربوا دمه |
| Soruları yanıtlamayı reddeden yazarlar Kongre'nin kendilerine dava açması için meydan okudu. | Open Subtitles | تجاسر الكتاب العشرة على.. رفض الإجابة عن الأسئلة.. فتتبعهم مجلس الشيوخ |
| İdeallerin popüler beğeniye uydurmayı reddeden bütünlüğünden ödün vermeyen adama ne yaptığımıza bakın. | Open Subtitles | أنظروا ماذا فعلنا بالرجل الذي رفض أن تتوافق نماذجه مع الذوق الشعبي الذي رفض أن يتوسط في كماله |
| Vietnam Savaşı'na karşı dilekçe imzalamayı reddeden sensin. | Open Subtitles | أنت من رفض التوقيع على الألتماس . ضد حرب فيتنام |
| Bizi aydınlanmaya götürmeye hazırlanan bir tanrı kendisine inanmayı reddeden herkesi yok ederek, bu ilahi güçle çelişir mi? | Open Subtitles | هل يُعقل لإله يكرّس نفسه ..ليقودنا إلى درب التنوير ..أن يناقض الخير الإلهي بتدميره كل الذين يرفضون الإيمان به؟ |
| Vazgeçmeyi ya da hükmedilmeyi reddeden insanlara az rastlanıyor. | Open Subtitles | أنت لا تقابل دائماً أشخاص يرفضون الاستسلام أو أن يتم السيطرة عليهم |
| Yemek yemeyi reddeden 20 psikozlu var, neden reddettiklerini bilmeden. | Open Subtitles | لى عشرون مريضاً يرفضون أن يأكلوا وليس لديهم أدنى فكرة عن السبب |
| Bu örnekler önemsiz ve zararsız gözükebilir, ama sinsidirler ve yavaşça kadını insan olarak görmeyi reddeden bir kültürü inşa ederler. | TED | هذه الأمثلة قد تبدو غير منطقية وغير ضارة، لكنها ماكرة، لأنها تنشر ثقافة ترفض مُعاملة المرأة كإنسان. |
| Burada gördüğüm tek akışkan şey, ücretimizi ödemeyi reddeden sidik gölü. | Open Subtitles | المائع الوحيد الذى أراه هنا هو بركة من السُكْر ترفض أن تدفع لنا أجرنا |
| Demek liman vergisini ödemeyi reddeden ahmaklar sizlersiniz. | Open Subtitles | إذا أنتم الحمقى التافهين الذين رفضوا دفع ضريبة الميناء |
| Kamikaze uçuşu yapmayı reddeden Koreliler. | Open Subtitles | انهم الكوريون الذين رفضوا ان يكونوا انتحاريين |
| Bloktaki Seni onunla yatmaya çalışırken reddeden yeni seksi baba. | Open Subtitles | الوالد الجذاب في الحي الذي رفضك حينما حاولتي إغراءه لا أحد يرفضني |
| Belki onu reddeden kadın ya da çocuklarını taşıyamayan kadın. | Open Subtitles | ربما كانت المرأة التي رفضته كذلك أو المرأة التي لم تستطع أن تنجب له أطفال؟ |
| Beni sürekli reddeden bir insana nasıl tekrar tekrar aşkı gösterebilirim ki? | Open Subtitles | كيف استطيع ان اظهر الحب لشخص مرة تلو الاخرى بينما يرفضني دائما؟ |
| Bir ateist Tanrı'nın varlığını tamamen reddeden birisidir. | Open Subtitles | المُلحد هو من ينكر كل شيء.. وجود الرّب.. |
| Beni reddeden uzun boylu kızı anlattım diye benimle alay ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تُضايقيني لأني أخبرتُكِ .عن الفتاة الطويلة التي رفضتني |
| Kız da, ellerini kirletmeyi reddeden, kendisi ya da çocuğu için önünde yatan şeylere ihtiyaç duyan birisiyle evleniyor. | Open Subtitles | أعني, أنت ستتزوج هذه الفتاة ستتزوجشخصاً.. الذي يرفض أن يلوث يديهِ الذييفتقرللمخاطرة.. لكي يصنع حياة أفضل لها أو لطفلها. |
| Gerçekler önünde olduğu halde onlara inanmayı reddeden adamım. | Open Subtitles | انا الرجل الذى ينظر الى الحقيقة امامه ويرفض ان يتقبلها |
| Dehşet uyandırıcı cinsel arzu dolu kurlarını reddeden lemura temcit pilavı gibi başarısız evliliğinin detaylarını anlatıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعيد وتزيد بتفاصيل زواجك الفاشل مع نفس الإنسانة ذات الفصيلة المنحدرة من القرد التي رفضت رعبكَ البهيميّ لتقدمك الجنسيّ الجبان |