| Bak, bu işi resmiyete dökmek yargıçla falan konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | اسمع , لا أريد أن أضطر لجعل هذا الأمر رسمياً بالتحدّث إلى القاضي و ما إلى ذلك |
| Olmaz ki. Asla zamanında işleme koyup resmiyete kavuşturamazlar. | Open Subtitles | ذلك لا يمكن ان يحدث ويَجْعلُوة أمراً رسمياً فى المعاد. |
| Bence resmiyete dökersek iyi niyeti arttıracaktır. | Open Subtitles | أعتقد أنه ستخلق مزيد من حسن النية إذا كنا رسمياً موجهين |
| Burada resmiyete pek önem vermeyiz, fark etmişsinizdir. | Open Subtitles | نحن لا نقف على الشكليات هنا ، كما قد لاحظت.. |
| Konuşman gerek Valerie. Her şeyi resmiyete dökmen gerek. | Open Subtitles | (عليكِ أن تنطقي (فاليري عليكِ أن تذهبِ إلى الإعلام الآن |
| Bence bu menajerlik işini resmiyete dökmeliyiz. | Open Subtitles | علينا غالباً أن نجعل أمر وكيل الأعمال هذا رسمياً |
| İmzalatıp işi resmiyete dökme fırsatı geçti elime. | Open Subtitles | إنّها فرصت لأجعلها توقّع على هذه الأوراق لأجعل من الأمر رسمياً |
| Ve resmiyete dökmemiz gerek, şu an tam zamanı. | Open Subtitles | يجب علينا جعل الأمر رسمياً ووقتنا هو الآن. |
| Daha resmiyete dökülmedi ama bugün sizden burada benle buluşmanızı istedim çünkü artık gönülsüz de olsa, Daniel Holden'a sanık anlaşması verme olasılığını konuşmaya razıyım. | Open Subtitles | الأمر ليس رسمياً بعد وطلبت لقائك اليوم لأنني أنوي مرغمةً ولكنني أنوي |
| Sen durdurma sebebinizin şüpheli olduğunu resmiyete dökersen hakimin başka çaresi kalmaz. | Open Subtitles | القاضى لن يكون له خيار لإنك جعلت الأمر رسمياً فى أن السبب المُحتمل لإيقاف السيارة كان خادعاً |
| Peki durum buysa, resmiyete dökmekten zevk duyarım. | Open Subtitles | حسناً ، في هذه الحالة سيكون من دواعي سروري أن أجعل هذا الأمر رسمياً |
| Yani birinde bana güveniyorsun... ..diğerindeyse işi resmiyete döküyorsun. | Open Subtitles | ...الأولى تعني أنك تثق بي و الثانية هي أنك تحاول جعل الأمر رسمياً |
| İnsanların raporlarına yazdıkları iş resmiyete gelince, her zaman doğru olmuyor. | Open Subtitles | ...ما يكتبُه الناس في التقارير حينما يكن أمراً رسمياً ليس هو الحقيقة دوماً |
| Yani resmiyete döküldü artık. Artık kimsenin bana ihtiyacı yok. | Open Subtitles | رسمياً , لا أحد يحتاجني بعد الآن |
| Şimdi de resmiyete döküyorsun. | Open Subtitles | أوه ,أنت تجعلي الأمر رسمياً الآن |
| Bu yüzden düşündüm ve... bu işi resmiyete dökelim dedim. | Open Subtitles | لذا أنا فكرت .. لنجعل الامر رسمياً .. |
| "Bir şey değil" kelimesinin Çincesine (bú kè qì) bakarsak "Ciddi olma. Biz aileyiz. Böyle resmiyete gerek yok" anlamına gelir. | TED | وفي الحقيقة، إذا نظرت إلى اللغة الصينية كلمة " بوكاجي" في الصينية " العفو" ، تعني " لا تكن رسمياً: نحن عائلة. لا نريد الخوض في هذه الرسميات " |
| Yapmayın böyle Leydi Brienne, resmiyete ne gerek var. | Open Subtitles | "أرجوكِ، ليدى "برين لا حاجة لهذه الشكليات |
| Yapmayın böyle Leydi Brienne, resmiyete ne gerek var. | Open Subtitles | "أرجوكِ، ليدى "برين لا حاجة لهذه الشكليات |
| - Böyle bir resmiyete hiç gerek yok. | Open Subtitles | لا حاجة لمثل هذه الشكليات |
| Konuşman gerek Valerie. Her şeyi resmiyete dökmen gerek. | Open Subtitles | (عليكِ أن تنطقي (فاليري عليكِ أن تذهبِ إلى الإعلام الآن |