| Sadece bir saattir bakıyorum ve oyunun tüm ritmini yakaladım. | Open Subtitles | أنا فقط كنت أُشاهد لمدة ساعة وأدركت إيقاع اللعب بالكامل |
| Sadece piyano ile başlamak yerine bu ağır Hint ritmini koyduk. | Open Subtitles | بدلاً من بدء الأغنية بالبيانو، نبدأ بالإيقاع الهندي الثقيل، إيقاع شديد |
| Bu bir defibrilatördür. Bu cihaz, kullanan kişinin kalp ritmini kontrol eder ve birçok insanın hayatını kurtarmıştır. | TED | هذا هو مزيل الرجفان، وهذا الجهاز يزرع في الشخص للتحكم بإيقاع نبضات القلب، وقد أنقذت هذه حياة الكثيرين. |
| Müziğin ritmini hissediyor musun? | Open Subtitles | أتشعر بإيقاع الموسيقى؟ |
| Kusura bakmazsan bir şey diyeceğim, lütfen soru sormak için cümlenin ritmini bozma. | Open Subtitles | إذا سمحت لي، لا تكسري ايقاع الكلمات لطرح بعض الأسئلة |
| Normal kalp ritmini yeniden düzenleyecektir. | Open Subtitles | من المفروض أن يسترجع الرتم الطبيعي للنبض |
| Onlar tamamen sezgisel, orman ritmini temel alırlar. | Open Subtitles | انها بديهية تماما قائمة علي ايقاعات الغاب |
| Eğer sicimlerin ritmini yönetmeyi başarabilirsek, en küçük atom altı parçacıktan dış uzayın en büyük galaksilerine kadar | Open Subtitles | لو أمكننا أن نتقن إيقاعات الخيوط, سنتمتع بفرصة جيدة لتوضيح |
| Şopen'e kendi ritmini oluşturamazsın. | Open Subtitles | ليس بمقدوركِ أن تخلقي إيقاعك الخاص في معزوفة شوبان. |
| Yukarı ve aşağı yön, sanatçıya notanın perdesini ya da hangi notayı çalacağını ve soldan sağa yönündeki eksen, sanatçıya notanın ritmini söyler | TED | المحور الطولي يبين للفنان نغمة النوتة، أو أي نوتة عليه أن يعزفها، والمحور العرضي يبين للفنان إيقاع النوتة، |
| Sadece kalp atımımın ritmini ölçmekle kalmıyor, bunu zaten gösterdim size, bunun da ötesine gidiyor. | TED | هذا الجهاز لا يقتصر على قياس إيقاع القلب، كما تشاهدون، و لكنه يذهب أبعد من ذلك. |
| Bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyorsa, nefes ritmini tamamen kaybeder. | Open Subtitles | إذا كان لا يعرف كيفية التعامل معها , يحصل القيت له إيقاع التنفس خارج |
| ... biraz nefes nefese kalmak konuşma ritmini değiştirir yalanının fark edilmesini zorlaştırır. | Open Subtitles | لديه صعوبة في التنفس سيغير ذلك إيقاع الكلام سيزيد ذلك من صعوبة ضبط الكذبة |
| Gece ritmini bir an önce öğrensen iyi edersin çünkü bebeğim ilk partisini verecek. | Open Subtitles | حسناً من الأفضل ان تكتشف إيقاع الليلة سريعاً جداً لأن طفلتي تمر بحفلتها الأولي |
| Orman ritmini hisset | Open Subtitles | أشعر بإيقاع الغابة |
| Toad the Wet Sprocket ritmini bile çalamıyor. | Open Subtitles | لا يستطيع حتى العزف بإيقاع لأغنية (تود)، "الضرس المبتل" |
| Orman ritmini hisset | Open Subtitles | بإيقاع الغابة |
| Zorluğun büyük bölümü ritim ve alanı anlamakla ilgili idi. sadece ellerimi değil - çünkü jonglörlüklüğün büyük kısmı ellerle ilgilidir - vücudumun ve ayaklarımın ritmini de kullanarak. ve topları ayaklarımla kontrol ederek. | TED | وجزء من التحدي محاولة استيعاب الايقاع والفراغ. وليس فقط باستخدام يدي, لانه عادة قذف الكرات تكون يدوية ولكن باستخدام ايقاع جسدي وقدمي. والتحكم بالكرات بقدمي. |
| # Bu gecenin ritmini hissedebiliyor musun? | Open Subtitles | أيمكنك أن تشعر بالإيقاع الليلة |
| Kortikal teta ritmini dört hertzin altına düşürürsek elektroansefalonun işimize yaramayacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | إذا قمنا بتخفيض "ايقاعات "ثيتا القشرية إلى أقل من أربعة هيرتز فمن الممكن أن يصبح التخطيط الدماغي عديم الفائدة |
| Sevişmek karşındakinin ritmini, neyi sevdiklerini hangi ayağını ensesine koyabildiğini bilince daha güzel. | Open Subtitles | تعلمون، كنت تعرف إيقاعات الشخص الآخر ، ما يحلو لهم، الذي ساقه يمكنهم وضع خلف رؤوسهم. |
| Başlangıç kapısı, ön sevişme. İç pist, ritmini oluşturduğun yer. | Open Subtitles | بوابة الانطلاق مداعبتك، والإدخال حيث تبني إيقاعك |
| Hadi ama bebeğim. Kalp ritmini ölçmen lazım. | Open Subtitles | بربك يا عزيزي، أنت بحاجة لرصد معدل ضربات قلبك |