| O ve Korkuluk'un işbirliği içinde olduğuna rozetim üstüne bahse girerim. | Open Subtitles | أراهن على شارتي أنه والفزاعة على تعاون وثيق |
| Ama siz muhtemelen bunu, parlak rozetim gösterişli silahım, ve büyük şapkamdan anlamışsınızdır. | Open Subtitles | على الأرجح أنكم عرفتم ذلك من شارتي اللامعة مسدسي البارز، وقبعتي الكبيرة |
| Silâhım ve rozetim burada. Gidip alabilir misin? | Open Subtitles | أحضر لي مسدّسي و شارتي هل يمكنك إحضارها ؟ |
| Evet, rozetim bile var. - Bir daha olmaz. | Open Subtitles | أجل , لقد أخذت شارة على ذلك ولن يحدث مرة ثانية |
| Ben açığa alındım. Ne rozetim, ne otoritem var. | Open Subtitles | أنا مفصولة عن العمل، لا أحمل شارة أو أملك أيّ سلطة |
| Silahım ve rozetim var ama daha resimli kimliğim çıkmadı. | Open Subtitles | معي الشارة والمسدس ولكن القيادة لم تصدر البطاقة المصورة بعد |
| Merak etmeyin. Hayır, bir yere gitmeyin. rozetim var. | Open Subtitles | , لا لا تذهبي, لدي شارتي هذه السيارة عطلانه |
| rozetim cebimde. Benim için çıkarmak ister misiniz? | Open Subtitles | شارتي في جيبي , اتريد ان تحضرها من اجلي ؟ |
| İç çamaşırı giymedim rozetim böğrümü deldi resmen. | Open Subtitles | أنا لا ألبس قميصا تحتيا. شارتي تنخز جسمي. |
| Teklifiniz için teşekkür ediyorum. Ama üzgünüm rozetim ve silahımı çok uzun zaman önce attım. | Open Subtitles | لكن , أخشى أن أيام شارتي و سلاحي قد مضت منذ وقت طويل |
| Yanımda hiç bozuk para yok ama rozetim var, kelepçelerim var. | Open Subtitles | أنا لا أحمل أي نقود لكن ... معي شارتي و الأصفاد |
| Çekinme ama benim rozetim onları aşar. Buradan sonrasını biz alıyoruz. | Open Subtitles | تفضلي لكن شارتي أكبر، سنتولى الأمر من هنا. |
| rozetim üzerinden kredi almaya çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تريدُ توجيه المديحَ كلهُ إلى شارتي فقط؟ |
| İstersen cüzdanımı kontrol et. rozetim yok, tabancam yok. | Open Subtitles | انظر يمكنك تفقد محفظتي ليس لدي شارة أو مسدس |
| Ama ikimizin de bildiği gibi rozetim yok. - En önemlisi silahım yok. | Open Subtitles | ولكن كما نعرف أنا وأنت أنني لا أملك شارة |
| Ama ikimizin de bildiği gibi rozetim yok. - En önemlisi silahım yok. | Open Subtitles | ولكن كما نعرف أنا وأنت أنني لا أملك شارة |
| Hanımefendi, sahte bir rozetim var. Asla oyundan araştırmanıza ket vurmam. | Open Subtitles | سيّدتي، أنا أحمل شارة مزيفة ولم أكن أود أن أعرقل تحقيقكِ المزعوم. |
| Bayım sadece bıyığım ve rozetim var diye ırkçı olduğumu zannetmeyin. | Open Subtitles | ليس لأني لدي شارب وأحمل شارة لا تظن أنني عنصري |
| Yani, şanslısın ki, benim rozetim... seninde çekeceğim bir kulağın var. | Open Subtitles | لحسن حظك لدي شارة ويمكنك محادثتي بأي وقت |
| Kovulmadım, ceza aldım.. eski rozetim duruyordu | Open Subtitles | لم يطردوني , اوقفوني فقط وسأحافظ على الشارة القديمة في مثل هذه الاوقات |
| Görebileceğin tek kimlikte yeleğimdeki rozetim. | Open Subtitles | الشارة على صدري هيَ الهوية الوحيدة التي ستحصل عليها |
| - Aslında ben, rozetim olmadığı hâlde bunu anlamıştım. | Open Subtitles | التوصل الى شئ من نوع ما وحى من دون شاره |
| İşte tabancam İşte rozetim. | Open Subtitles | ها هو سلاحى و ها هى شارتى |
| Los Angeles Polis Departmanı rozetim artık parlamıyor. | Open Subtitles | وشارة شرطة لوس أنجلوس قد تلاشــت أمامـــى |
| - rozetim var. | Open Subtitles | -إليك دبوسي الحكومي |