| Haberi Ruslardan aldık. Suikast bir iki gün içinde gerçekleşecekmiş. | Open Subtitles | لقد قال الروس شيئاً هدفهم سيكون في خلال اليومين المقبلين |
| Mike, her şey iyi ve güzel, fakat burada Ruslardan bahsediyoruz. | Open Subtitles | مايك كل هذا جيد وحين ولكن الروس هم من نتكلم عنهم |
| Ruslardan yardım alamıyorduk. | Open Subtitles | لقد تيقنا بأننا لن نحظى بأى مساعدة من الروس |
| Bu enfeksiyonun muhtemel kaynakları hakkında Ruslardan bilgi bekliyorum. | Open Subtitles | أنا أنتظر من الروسيين حول مصادر العدوى المحتمله |
| Eğer Ruslardan biri, bir Alman'ın tipini beğenmezse, onu götüreceği düşüncesi vardı. | Open Subtitles | تملّك المرء شعور أنّ الروسي إن لم يرقه منظر الألماني سيحتجزه عنده |
| Ruslardan kurtulmaya çalışırken neredeyse karinada koca bir delik açıyordu. | Open Subtitles | لقد حاول صنع ثقب في بدن السفينة الروسية للهرب منهم |
| Ruslardan, savaştan çıkma taleplerinin görüşülmesinde aracı olmalarını istemişlerdi. | Open Subtitles | قبل أن يصبحوا خارجها بالفعل وقد طلبوا من الروس القيام بوساطة للدخول فى مفاوضات تخرجهم من الحرب |
| Son umutsuz tahliye harekâtına katılanlardan sadece altı tanesi Ruslardan kaçabilmiştir. | Open Subtitles | من بين كل أولئك الذين حاولوا الفرار ستة فقط تمكنو من تجاوز أعين الروس |
| Neyse. Ruslardan konuşmak için gelmedim. | Open Subtitles | اتركك ان استطيع لم حال، اى على الروس مع تتكلم |
| Vietnamlılardan Ruslardan daha fazla korkuyorlar. | Open Subtitles | وهم يخشون من الفييتناميين أكثر مما يخشون من الروس |
| CIA istihbaratı bu biyotoksinin Ruslardan çalındığını söylemişti ancak araştırmalarım gösteriyor ki, bu toksin neredeyse kesinlikle ülke içinde üretilmiş. | Open Subtitles | الآن, المخابرات المركزية اقترحت أن السم البيولوجي قد سُرق من الروس, لكن أبحاثي تشير بأنّه على الأغلب, تم تطويره بالداخل. |
| Ruslardan birinin FBI'n adamı olduğunu en başında anladılar. | Open Subtitles | لقد عرفوا أن الروس ليسوا من أفراد العصابة |
| - O Ruslardan kaçmıyor geri zekalı öküz, sizden kaçıyor. | Open Subtitles | إنه لا يخفيه من أجل الروس أيها الحمار إنه يخفيه منك |
| Ruslardan da eski, modası geçmiş bir petrokimyasal ürün alarak kazık yemişsin. | Open Subtitles | وانك خسرت من الروس عندما اشتريت عقد مصنع بتروكيماويات ملغيا |
| Akrabalarım birinden Ruslardan biraz almalarını istemiş. Aristokrat mücevherleri, yüzükler. | Open Subtitles | طلب أقربائي من أحد الأشخاص أن يُحضر بعض الخـواتم والمجواهرات من الأرستقراطيين الروس. |
| Akrabalarım birinden Ruslardan biraz almalarını istemiş. Aristokrat mücevherleri, yüzükler. | Open Subtitles | طلب أقربائي من أحد الأشخاص أن يُحضر بعض الخـواتم والمجواهرات من الأرستقراطيين الروس. |
| Ruslardan bir gece için aldığımız ve sadece Bobski için yağlanmış bekliyorlar. | Open Subtitles | أخذوا اجازة من عند الروس ودهنوا أنفسهن فقط من أجلك |
| Bütün bu "intikamcı Ruslardan kaçış" parçasını çal onun için eğlence olacak. | Open Subtitles | و إدعِ أنك هارب من إنتقام الروس سيكون ذلك مُمتعاً بالنسبة لها يجب أن يكون الأمر كما لو أنني قد مِت حقيقة |
| Sizden genel olarak bahsetti. Ruslardan yani. | Open Subtitles | لقد كان يتحدث عنكم بشكل عام عن الروسيين ، كشعب |
| Şahidi Ruslardan önce bulmamız lâzım. | Open Subtitles | علينا أن نصل إلى الشاهد، قبل أن يفعل الروسيين ذلك |
| Ruslardan madalyayı kapmak için 9.7 veya üstü gerekiyor. | Open Subtitles | و ستحتاج لتحقق نسبة 9.7 فأعلى لتخطف الميدالية من الفريق الروسي. |
| Antika satıcısı Ruslardan gelen kirli parayı kendi işine aktarıyor sonra da talimatları bekliyor. | Open Subtitles | إذن تاجر التحف يحول الأموال الروسية القذرة في حساباته الخاصة وينتظر التعليمات |
| Bu resimdeki Ruslardan 3 tanesini falan film setinde gördüm. | Open Subtitles | رأيتُ ثلاثة من هؤلاء الروسين في موقع التصوير. |