| Ama tam uykuya dalarken... annemlerin söylediği bir şey beni düşünceye daldırdı. | Open Subtitles | لكن بينما أخذت أغرق في النوم دفعني شيء قاله والداي إلى التفكير | 
| Böyle anlarda... babamın söylediği bir şey gelir hep aklıma. | Open Subtitles | أتعلم في أحيان كهذا عندما أفكر في شيء قاله لي أبي قال : | 
| Emma ile tanıştığımız akşam söylediği bir şey. | Open Subtitles | شيئاً قالته (إيما) فى الليلة التى تقابلنا فيها | 
| # söylediği bir şey yüzündendi. | Open Subtitles | # لقد كان شيئاً قالته # | 
| Annesinin söylediği bir şey var. Kafamdan çıkaramıyorum. | Open Subtitles | وهنالك شيء قالته أنها ولم أستطع أخراجه من رأسي | 
| Lana, konuştuğunuzu söyledi. Eğer söylediği bir şey yüzündense... | Open Subtitles | لانا لقد أخبرتني أنكما تكلمتما معاً إذا كان هذا بخصوص شئ قالته | 
| Evli olan erkeklerin söylediği bir şey. Değil mi? | Open Subtitles | هذا ما يردده الرجال المتزوجون أأنت متزوج؟ | 
| Ya da öbür kişinin... söylediği bir şey yüzünden... ondan hoşlanmayacağından korkarlar. | Open Subtitles | الشخص الآخر أو يخافان أن يقولا شيئاً ما قد يجعل الشخص الآخر لا يحبه | 
| Gerard'ın söylediği bir şey. | Open Subtitles | شيئاً أخبرنى إياه "جيرارد" | 
| İz demişken aklıma başkanın söylediği bir şey geldi. | Open Subtitles | بما أنك ذكرت موضوع الأثر، خطر ببالي شيء قاله الرئيس | 
| Marcus'un Leon Walker davasına Bakan savcı yardımcısına olan hisselerini itiraf ederken söylediği bir şey aklıma takıldı. | Open Subtitles | لذ، لقد كنت افكر في شيء قاله ماركوس عندما اعترف لي بمشاعره عن المدعيه العامه في قضية ليون ووكر. | 
| Felicity, Kullens olayını bana, John'un ona söylediği bir şey yüzünden anlattı. | Open Subtitles | قالت لي فليستي بشأن أمر كولن بسبب شيء قاله جون لها | 
| Ama Oscar Wilde'ın, kuzularla kurtları kıyasladığında söylediği bir şey aklıma geldi. | Open Subtitles | و لكنك قمت بتذكيري شيء "قاله "أوسكار وايلد عندما قام بمقارنة الخرفان بالذئاب | 
| # söylediği bir şey yüzündendi. | Open Subtitles | # لقد كان شيئاً قالته # | 
| Elizabeth'in söylediği bir şey mi buldun? | Open Subtitles | هل وجدت شيئاً قالته (إليزابيث)؟ | 
| Amy'nin kitap tanıtımında söylediği bir şey yüzünden. | Open Subtitles | نتيجة شيء قالته في إنطلاقِ كتابِ | 
| Magpie'ın hastanedeyken diğer kişiliği hakkında söylediği bir şey hatırlıyorum. | Open Subtitles | أستمر بتذكر شيء قالته (ماغباي) في المستشفى حول شخصيتها الأخرى. | 
| Bu o Japon gazetecinin söylediği bir şey hakkında mı? | Open Subtitles | أهذا بسبب شئ قالته تلك الصحفية اليابانية؟ | 
| Hemşire Hopkins'in Mary'yle ilgili söylediği bir şey. | Open Subtitles | أجل يا صديقى لقد أقلقنى (شئ قالته الممرضه (هوبكينز (وهى تهتم بـ(مارى ماذا عنها؟ | 
| Neden? Huck'ın sürekli ama sürekli söylediği bir şey. | Open Subtitles | إنه رقم يردده هاك طوال الوقت. | 
| Ya da öbür kişinin... söylediği bir şey yüzünden... ondan hoşlanmayacağından korkarlar. | Open Subtitles | الشخص الآخر أو يخافان أن يقولا شيئاً ما قد يجعل الشخص الآخر لا يحبه | 
| Gerard'ın söylediği bir şey. | Open Subtitles | شيئاً أخبرنى إياه "جيرارد" |