| Şakasını bile yapma, Desario. Böyle söylediğin için bile seni hapse attırabilirim. | Open Subtitles | لاتمزح حتى ديساريوا بأمكاني رميك بالسجن فقط لقولك ذلك |
| Böyle söylediğin için sağol, onun söylediğinden çok daha fazlası. | Open Subtitles | شكرا لقولك ذلك إنه أكثر مما قاله بنفسه أبدا |
| söylediğin için sağol, çünkü hiç belli olmuyor. | Open Subtitles | شكراً لإخباري بهذا لاني لا أستطيع ان اشاهد ذلك بنفسي |
| Bunu son seansta söylediğin için sağ ol ahmak. | Open Subtitles | شكرا لإخباري هذا في نهاية الجلسة ، يا غبي. |
| Bu akşam sahnedeki öpüşmemizin rol icabı olduğunu söylediğin için. | Open Subtitles | لأنك قلت أن تلك القبلة على المسرح كانت مجرد تمثيل. |
| Ama söylediğin için teşekkürler. Bu pek çok şeyi açıklıyor. | Open Subtitles | . لكن شكراً على إخباري . هذا يوضح الكثير |
| Evde kalmamı söylediğin için benimle tanışamıyorlar ama. | Open Subtitles | لم يتمكنو من مقابلتي لأنك أخبرتني بأن أبقى في المنزل |
| Biliyorum söylemek için çok erken ama söylediğin için çok mutluyum. | Open Subtitles | علمت بأنك قريب لقول ذلك لكن أنا مسروره جدا أنك فعلت |
| Biliyor musun eskiden olsa bana böyle şeyler söylediğin için dişlerini döker sana yedirirdim. | Open Subtitles | أوتدري ، كان هناك وقت كنتُ لأكسر أسنانك إلى حنجرتك لقولك شيئاً كهذا الهراء |
| Bunu söylediğin için sağ ol, çünkü çok incinmiştim. | Open Subtitles | أشكرك لقولك ذلك, لأنّك جرحت مشاعري نوعاً ما |
| Bunu düşündüğün için üzgün değilsin yani. Sadece söylediğin için mi üzgünsün? | Open Subtitles | أنت لست آسف لاعتقادك ذلك أنت فقط آسف لقولك ذلك |
| Bana söylediğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | لا تشعر بالراحة في القيام به. شكراً لإخباري. |
| Moose, söylediğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | إسمع، يا صاح شكرا مره أخرى لإخباري |
| - söylediğin için sağol. - Benim tüymem lazım. | Open Subtitles | شّكرًا لإخباري , يجب على أن أنصرف |
| Fazla uzun sürmeyeceğini söylediğin için partiye geldim. | Open Subtitles | وافقت على مجئ فقط لأنك قلت بأننا لن نمكث فترة طويلة |
| Şölene tek başına gitmenin kendini yalnız hissettirdiğini söylediğin için. | Open Subtitles | هذا لأنك قلت بأنك ستكون وحيداً في المهرجان |
| Sen kürtajı onaylamadığını söylediğin için öyle konuşuyor. | Open Subtitles | إنهم يقولون هذا لأنك قلت أنك لا تحب الإجهاض |
| Şapka takınca başka başka davrandığımı söylediğin için sağol. | Open Subtitles | شكراً على إخباري بأنني أتصرف على نحو مختلف عندما أكون مرتدياً قبعة |
| Senden korkuyordum ama bana ihtiyacın olduğunu söylediğin için kaldım. | Open Subtitles | لقد كنت خائفة منك، ولكني بقيت لأنك أخبرتني أنك بحاجة إليّ. |
| Nefes nefese olmasaydım, bunu söylediğin için seni öperdim. | Open Subtitles | لو لم أكن مقطوعة النفس، كنتُ قبلتُك لقول ذلك |
| Her şeyin yoluna gireceğini söylediğin için sağol. | Open Subtitles | .شكراً. على قولك أن كل شئ سيكون على ما يرام |
| Nihayet doğru şeyler söylediğin için teşekkürler. | Open Subtitles | .شكرًا لك لقولكَ لشيءٍ صادق وأخيرًا |
| Ölüm kalım meselesi olduğunu söylediğin için geldim. | Open Subtitles | ..اسمع، جئت هنا لإنك اخبرتني أن الموضوع يعني إما الحياة أو الموت |
| söylediğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لإخبارك لي. |
| Sessizce yaşayacağını söylediğin için seni serbest bıraktım. | Open Subtitles | تركتك تذهب لانك قلت انك سوف تعيش بهدوء |
| 20 yaşında ve öfkelisin. Bunu söylediğin için seni affedeceğim. | Open Subtitles | أنت في سنّ العشرين وغاضب لذا سأسامحك على قول ذلك |
| - Bunu söylediğin için sağ ol. | Open Subtitles | أوه، شكراً على قولكِ ذلك. |
| Beni sevdiğini söylediğin için sana teşekkür etmenin bir yolunu bulmak istedim. | Open Subtitles | كنت اريد طريقة ما لأقول لك شكرا لك لاخبارى انك تحبنى |
| Sertifika aldığımızda bunu söylediğin için sağ ol. | Open Subtitles | حسنا شكرا على إخبارك لى بالتالى سيتم تسجيلنا |