| Sana söylemediğim bazı şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيئ لم أخبركِ به لم أكن أرغب بأن أخوض فيه |
| Sana söylemediğim bazı şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيئ لم أخبركِ به لم أكن أرغب بأن أخوض فيه |
| Sana söylemediğim bir şey var. Hastaneye gelmeden önce olanlarla ilgili. | Open Subtitles | هُنالك شيء لم أخبرك به .حدث قبل أن آتي إلى المشفى |
| Gerçek şu ki, söylemediğim veya yapmadığım şeyler de aynı kaderle karşılaştı. | TED | في الواقع، كل شيء لم أقله أو أفعله أيضاً لاقى نفس المصير. |
| Öyleyse daha da iyi olacak... çünkü bu henüz kimseye söylemediğim bir şey. | Open Subtitles | حسناً, الامور توشك على ان تصبح افضل لان هذا شيء لم اخبره لاحد |
| O zaman, hep yapmasını istediğim ama ona hiç söylemediğim şeyler neler? | Open Subtitles | إذن ما هي الأمور التي أردته أن يفعلها، لكنني لم أقلها أبداً؟ |
| Sanırım öleceğimi söylemediğim için beni asla bağışlamayacaksın. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ لن تسامحيني أبدا لأنني لم أخبركِ انني كنت أحتضر |
| Sana söylemediğim ise, bu telefonun aslında telefon olmadığıydı. | Open Subtitles | الذي لم أخبركِ به أن هذا ليس هاتفا في الواقع |
| Sana söylemediğim için özür dilerim ama böylesi daha güvenliydi. | Open Subtitles | أنا اسف لأنني لم أخبركِ من قبل لكنني حريص على سلامتكِ |
| Sana söylemediğim ne kadar çok şeyim olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين، كم عدد الأشياء التي لم أخبركِ بها |
| Sana söylemediğim üçüncü gecede kaldı bir fırsat gördüm ve aldı. | Open Subtitles | ما لم أخبرك به أنه في الليلة الثالثة رأيت فرصة وأخذتها |
| Buraya gelmeden önce onun konuşacağını söylemediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لم أخبرك أنها ستتحدّث .قبل أن تصل إلى هنا |
| Madem hikayeler anlatıyoruz, sana söylemediğim şeyler var. | Open Subtitles | بما أننا نتبادل الحكايات فهناك شيئاً لم أخبرك به |
| Benim kendime zaten söylemediğim ve senin bana söyleyebileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لكنّي أجزم لك، ليس هنالك ما بوسعك قوله لي ولم أقله لنفسي. |
| O zaman David'e söylemediğim şey, kendimin bile bunun çalışacağına ikna olmamış olmamdı. | TED | مالم أقله لديفيد في ذلك الوقت كان أني أنا نفسي لم أكن مقتنعاً أن ذلك سيعمل. |
| Sanırım bunun hakkında söylemediğim şey akıl almaz derecede ucuz olması. | TED | أعتقد أن الشىء الذي لم أقله عن هذا, إنه رخيص بشكل سخيف. |
| Daha önce kimseye söylemediğim bir şey sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبرك شيئاً لم اخبره اي احد من قبل. |
| Sana daha önce kimseye söylemediğim bir şey söyleyeceğim Shannon. | Open Subtitles | سأخبرك شيئا لم اخبره لأحد من قبل شانون |
| Daha önce söylemediğim bir sürü şey söyleyebilirim. | Open Subtitles | قد أقول الكثير من الأشياء التي لم أقلها من قبل |
| Daha önce söylemediğim başka ne söyleyebilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا ادري ماذا يمكنني ان اقول لك شيء لم اقله من قبل. |
| söylemediğim şeyse, tanıdığım adamları polis kayıtlarına geçmeden önce topladığımdı. | Open Subtitles | ولكن ما لم أكن أقول لكم وقد كان لي بعض الناس وأنا أعلم التقط الجسم قبل وضع رجال الشرطة على الكتب. |
| Öncelikle siz kızlara doğruyu daha erken... söylemediğim için üzgün olduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | بدايةً أريد أن أعتذر بأنّي لم أخبركما يا فتياتي بشأن الحقيقة في وقت باكرٍ |
| Daha önce söylemediğim için üzgünüm, çünkü başlarda gerek duymamıştım. | Open Subtitles | وأَنا آسف أنا لَمْ أُخبرك في مسبقاُ. فقط... تَعلمين، في باديء الأمر لَمْ يَخْطر ببالي ان اخبرك |
| Oğlun sana bakmak istiyor. Sana söylemediğim bir şey var, anne. | Open Subtitles | ابنك سوف يتهم بك. هنالك شيء لم اخبرك به يا امي. |
| Kimseye söylemediğim bir şey paylaşacağım seninle duymak için hazır olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | سأخبرك أمراً لم أقوله لأحد آخر. وأعتقد أنّك مُستعدّة لسماعه. |
| -Hiç söylemediğim kelime. Buldum, "teşekkürler"! | Open Subtitles | -كلمة أنا لا أقولها ابداً, عرفتها, شكراً |
| Seninle Stanford'a gitmeyi düşündüğümü söylemediğim için kavga etmedik Stanford'a gitmeyi düşündüğüm için kavga ettik. | Open Subtitles | نحن في خضم شجار بسبب خطأٍ قد ارتكبته وهو عدم إخباري لك بموضوع ذهابي إلى ستانفورد ولكنّنا في خضم شجار حقاً |
| Ve gitmeden evvel daha önce kimseye söylemediğim bir şeyi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | و أريد أن أخبرك بشيء لم يسبق لي أن قلته لشخص آخر |