"söylemek üzereydim" - Translation from Turkish to Arabic

• وشك قول
• على وشك أن أقول
• على وشك القول
• وشك طلب
• على وشك إخبارك
• على وشك إخبارها

Ne garip, çünkü ben de aynı şeyi sana söylemek üzereydim.
ذلك مضحك، لأنني كنت على وشك قول الشيء ذاته لك

Çok tuhaf, ben de aynı şeyi sizin için söylemek üzereydim.
مضحك , لقد كنت على وشك قول نفس الشئ لك

Garip Doktor, ...ben de tam aynı şeyi söylemek üzereydim.
هذا غريب,دكتورة كنت على وشك أن أقول نفس الشئ

Kaptan'ın kalkanının başını küçük gösterdiğini mi söylemek üzereydim?
هل أنا كنت على وشك أن أقول درع كاب جعل رأسه يبدو أصغر ؟

Bir arada olmamızın çok hoş bir şey olduğunu söylemek üzereydim.
كنتُ على وشك القول أنه من اللطيف أننا معاً.

- Tam söylemek üzereydim.
من الواضح أنني على وشك القول

Aslında ben de elinizdeki her şeyi bize vermenizi söylemek üzereydim ama hiçbirinizi öldürmem gerekeceğini düşünmedim.
إنّي بالواقع كنت على وشك طلب كلّ أغراضكم إلّا أنّي لا أعتقد أن عليّ قتل أيّ منكم.

Bunu telefonda söylemek üzereydim.
لقد كنت على وشك إخبارك هذا في الهاتف

Odaya bozuk çükünle ve üzüntünle girdiğinde ona söylemek üzereydim.
كنت على وشك إخبارها بالأمر قبل ان تدخل للغرفة أنت و تعاسة قضيبك المكسور

Ben de aynısını sana söylemek üzereydim.
. كنت علي وشك قول المثل لك

Bunu yapamayacağımı ona söylemek üzereydim.
كنتُ على وشك أن أقول له أنني لا أستطيع فعل ذلك

Komiktir, ben de aynı şeyi söylemek üzereydim.
هذا مضحك، كنت فقط على وشك أن أقول نفس الشيء.

Lafım kabaca kesilmeden önce söylemek üzereydim ki Dr. DuPont aynı zamanda Bay Tahni'nin doktoruymuş.
كما كنت على وشك القول, قبل أن تقاطعني بشكل وقح, أن الدكتورة (دوبونت) كانت أيضاً جراح السيد (تاني)

Sana söylemek üzereydim.
كنت على وشك إخبارك

Kaçtığı için onu suçlayamazsın. Ona Malefiz'in kızı olduğunu söylemek üzereydim.
لا ألومها على الهروب كنت على وشك إخبارها بأنّها ابنة (ماليفسنت)