| Bu aletleri kime yaptırdıysan ona ölümün eskisi gibi olmadığını söylemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تخبر من فعل هذا الموت لم يعد نفسه ؟ |
| Ama, ona karsilik, cep telefonunun nerede oldugunu bana söylemelisin. | Open Subtitles | لكن في المقابل يجب أن تخبرني بمكان هذا الهاتف الخلوي |
| Ona ne hissettiğini söylemelisin, her kimse artık o kadın. | Open Subtitles | يجب أن تخبرها بما تشعر به، أياً كان من هي. |
| Size Bayan Brookmire hakkında konuşan kızın kim olduğunu bana söylemelisin. | Open Subtitles | الفتاة التي تحدثت معكِ بشأن السيدة بروكماير يجب عليكِ إخباري بهويتها |
| Betty, bebeğin onun olmayabileceğini söylemelisin. Belki onundur. | Open Subtitles | بتـي يجب ان تخبريه من الممكن ان لا يكون طفله حتى |
| - Şimdi, bana karının neden... burada olduğunu söylemelisin, Bay...? | Open Subtitles | هل يمكنك إخبار مالذي كانت تفعله زوجتك للقدوم إلى هنا مع ابنتها |
| Eğer daha fazla kaynağa ihtiyacınız varsa, bana hemen söylemelisin. | Open Subtitles | اذا كنتِ تحتاجين للمزيد من الموارد يجب أن تخبريني الآن |
| Eğer ona bu şeklide destek olabileceğini düşünüyorsan, o zaman ona bunu söylemelisin. | Open Subtitles | لو كنت تظن أنه يمكنك التواجد لها مثل ذلك, عليك إخبارها ذلك. |
| Belkide ona, seni duyabilmesi için, ne hissettiğini birden fazla kez söylemelisin | Open Subtitles | ربما عليك أن تخبره بمشاعرك أكثر من مرة كي يسمعك حقاً أتفهم؟ |
| Bana söylemekten korktuğunu biliyorum ama birisine söylemelisin. | Open Subtitles | أعرف أنك خائفة من إخباري, لكن يجب عليك أن تخبري أحداً. |
| Tavrın buysa, bence onlara kendin söylemelisin. Öyle mi? | Open Subtitles | إن كنا هذا موقفك أظن أنه عليكَ أن تخبرهم بنفسك |
| Ekibine, bomba parçacıkları ya da yanıcı tortu bırakmayan bir patlama aramasını söylemelisin. | Open Subtitles | تحتاج أن تخبر فريقك أن يتفقدوا إنفجار بدون شظايا قنبلة أو بقايا إحتراق |
| O halde Ellen'e diğerlerini göndermesini söylemelisin. | Open Subtitles | في تلك الحالة ربما عليك ان تخبر إلين بطرد الآخريات |
| Madem ki iyi bir Hristiyansın, bana söylemelisin. | Open Subtitles | بما أنك مسيحي طيب ، يجب عليك أن تخبرني بـــ |
| - Daha iyi, Benny. - Hangi odada olduğunu bana söylemelisin. | Open Subtitles | - لقد كانت أفضل يا بيني يجب أن تخبرني برقم غرفتها |
| Bence Ajan Vaughn karına, görüşmek için gönderildiğiniz adamın kimliğini bildiğini ve bazı çıkarlar için ikinizin de bu görevden alınması gerektiğini söylemelisin. | Open Subtitles | أعتقد أنك يجب أن تخبرها أنك تعلم هوية القاتل من الرجل الذي ستقابله وحدث بعد ذلك تضارب مصالح بينكم |
| Kendisi zor yoldan öğrenmeden ona söylemelisin. | Open Subtitles | ولا أريد أن أراها تتأذى لذا يجب أن تخبرها قبل أن تعرف بالطريق الصعب |
| Makine ne aradığını tam olarak bilmiyor. Bu yüzden bana gördüklerini söylemelisin. | Open Subtitles | الآلة لا تعرف ما تبحث عنه بالضبط، لذا عليكِ إخباري بما ترينه. |
| ona kırıldığını söylemelisin.. | Open Subtitles | عليكِ تخبريه بأنكِ شعرتِ بقليل ٍ من الأذى |
| Bence arkadaşlarına ne olduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | أعتقد أن علينا إخبار الأصدقاء عما يحدث فعلاَ |
| Dinle, seni buradan çikaracagiz, ...ama önce bana burada neler oldugunu söylemelisin. | Open Subtitles | .. اسمعي سوف نخرجكِ من هنا لكن يجب أن تخبريني بما يجري |
| Seni üzmek istemiyorum ama bence söylemelisin. | Open Subtitles | أكره تخييب أملك، لكنّي أشجعك على إخبارها |
| Müller'e gitmeli ve teklifini kabul ettiğini söylemelisin. | Open Subtitles | يجب ان تعود الى مولر, ويجب ان تخبره انك قبلت اقتراحه |
| İyi yediğimi ona söylemelisin. | Open Subtitles | يجب ان تخبري عمتي بأنني آتناول دون اية مشاكل |
| Bildiğin her şeyi söylemelisin. Her şeyi. Bu çok büyük bir şey. | Open Subtitles | عليك أن تخبرهم كل ما تعرفه, هذا أمر عظيم جداً |
| Onunla olmayı istememenin tek nedeninin şu anda çocuk istememesi olduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | عليك إخباره أن السبب الوحيد في أنك لاتريدين أن تكوني معه هو أنه لايريد إنجاب أطفال الآن |
| Ama önce, bensiz dışarı çıkmanın tek bacaklı olmaya benzediğini söylemelisin bana. | Open Subtitles | حسناً ولكن يجب أن تقول لي أن الذهاب بدوني هو كفقدان أحد أطرافك |
| Jenniffer'a söylemelisin. Sana çok daha iyi davranacaktır. | Open Subtitles | يجب أن تخبرى جينيفر حتى تتساهل فى تعاملها معك |
| Ama ona en kısa zamanda söylemelisin. Eğer bir sebeple öğrenirse hiç de hoş şeyler olmaz. | Open Subtitles | عليك أن تخبريها في القريب العاجل, أعني لو إكتشفت أمركم بطريقة ما, فلن يكون الأمر هيّناً. |