| Komik söylentiler duydum ama resmi şikayet olmadı. | Open Subtitles | سمعت إشاعات مضحكة لكن لا أحد إشتكى رسميا |
| Burada baya ciddi şeyler dönüyor. Bazı söylentiler duydum. | Open Subtitles | يحدث الكثير من الترهّات هناك، سمعت إشاعات. |
| Yani, sokakta söylentiler duydum kazançlarını sahte olduğunu , bu ama bilmiyordum . | Open Subtitles | أعني, سمعت شائعات في الشارع أن أرباحها كانت وهمية لكننيّ لم أكن أعلم |
| söylentiler duydum ama diğer muhbir raporları durumu gösteriyor. | Open Subtitles | أنا سمعت شائعات ولكن تقارير اخرى جعلت الجرائم واضحة |
| O zamanlarda, Bin kavgadan sapasağlam çıkan bir adam hakkında efsaneleşen söylentiler duydum. | Open Subtitles | سمعت إشاعة عن رجل كان أسطورياً .بقي لم يهزم في ألف معركة |
| Haklarında tuhaf söylentiler duydum. | Open Subtitles | يا رئيس, سمعت إشاعة غريبة تدور حول عائلة سانو |
| Bası söylentiler duydum. Ama şu ana kadar bir kanıt bulamadık. | Open Subtitles | لقد سمعت هذه الشائعات ، ولكن لم نتمكّن أبداً من إثبات أي شيء |
| İşi bırakacağına dair söylentiler duydum. | Open Subtitles | سمعتُ شائعات بأنّه يُريد التخلّي عنّا. |
| Nazi'leri silah endüstrilerini yeniden barışçıl araçlara döndürebilmeleri amacıyla uluslararası pazarda onlar için ciro edeceğimiz büyük miktarda bir gizli krediyi kabul etmek üzere ikna etmeye çalıştığımız hakkında olağan dışı söylentiler duydum. | Open Subtitles | سمعت إشاعات إستثنائية بأننا نحاول إثارة إهتمام النازيين في قبول القرض السري الهائل |
| Bağışlayın ama sormam gerek, bazı söylentiler duydum. Çok üst düzey bir İranlı sığınmacı hakkında. | Open Subtitles | المعذرة، عليّ السؤال سمعت إشاعات عن منشقّ إيراني سامٍ |
| Tilki'nin Celebici'de olduğuna dair bazı söylentiler duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت إشاعات أن الثعلب كان موجوداً "بـ"شيليبيتشى |
| Bazı söylentiler duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت إشاعات |
| söylentiler duydum. Kayzer bizzat kocanıza madalya verecekmiş. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعات انه القيصر بنفسه قد منح |
| Bu yer hakkında söylentiler duydum. | Open Subtitles | سمعت شائعات عن هذا المكان. |
| - Garip söylentiler duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت شائعات غريبة |
| Ben halkın bildiğinden en az bir sene öncesinde beta testinin yapıldığına dair söylentiler duydum. | Open Subtitles | . لقد سمعت إشاعة بأنه كان هناك اختبار تجريبي . على الأقل قبل عام من معرفة العامة |
| Bu kamyon hakkında söylentiler duydum. | Open Subtitles | ـ سمعت إشاعة حول هذه الشاحنة |
| Bazı söylentiler duydum. Doğru mu bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد سمعت هذه القصص لا أعرف ان كانت صحيحة |
| Kumarı bıraktığına dair söylentiler duydum. | Open Subtitles | سمعتُ شائعات حول تركك للقمار |