| Randall Mitchell üzgün. Yapacağımız veya söyleyeceğimiz hiçbirşey bunu değiştirmeyecek. | Open Subtitles | راندال ميتشيل رجل مكلوم لاشيئ نقوله او نفعله سيغير ذلك |
| Birbirimize söyleyeceğimiz çok fazla şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أننا عندنا الكثير لكي نقوله لبعضنا |
| İmzaladığınızda, avukatınız olacağız söyleyeceğimiz her şey gizlilik altındadır ve mahkemede kullanılamaz. | Open Subtitles | عندما توقعين هذا سنكون نحن مُحاميكِ أي شيء نقوله سيكون حصرياً بيننا ولا يمكن استخدامه في المحكمة |
| Polisin gerçek katili bulması dışında söyleyeceğimiz hiçbir şey bir değişiklik yaratmaz. | Open Subtitles | و على الشرطة إيجاد القاتل الحقيقي، لا شيء سنقوله سيشكل اختلافاً. |
| Oraya ulaşınca ne söyleyeceğimiz konusunu da halletmeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا أيضا معرفة ما الذي سنقوله عندما نصل الى هناك. |
| Üçüncüsüyse onu yakaladığımızda söyleyeceğimiz havalı bir şey bulacağız. | Open Subtitles | وثلاثة: نفكر فى شئ رائع لنقوله له .عندما |
| Bizim Dallas'ta söyleyeceğimiz kadar eşsiz ve güçlü söylediniz. | Open Subtitles | غنيتم بصوت نعيمي وعالي كما نفعل عادة في (دالاس). |
| - Sonra da MI6 diğer herkese söyleyeceğimiz yalanlarla gelebilir. | Open Subtitles | ـ صحيح ومن ثم تستطيع الاستخبارات، أن تسوي الأكاذيب التي سنخبرها للجميع |
| Sayın Başkan, kusura bakmayın ama onlara söyleyeceğimiz ya da söylemeyeceğimiz hiçbir şey onların sevdiklerinin öldüğü gerçeğini değiştirmeyecek. | Open Subtitles | مع كامل احترامي، يا سيادة الرئيس لا شيءَ نقوله أو نخفيه عنهم سيغيّر حقيقة موتٍ أحبّائهم |
| Ne söyleyeceğimiz hakkında çok dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | سيتعين علينا أن نفكر بحرص . شديد عما يجب أن نقوله |
| "Burada söyleyeceğimiz şey Burada yaptıkları asla unutulmayacak." | Open Subtitles | ما نقوله هنا على الرغم من أنها سوف لن تنسى ابدا ما فعلوه هنا |
| Senatör, kızınız hakkında söyleyeceğimiz şey ulusal güvenlik bakanlığının duymasını isteyeceğiniz bir şey değil. | Open Subtitles | سيدتي السيناتور ، ما ينبغي أن نقوله لك عن أبنتك هو ليس شيئاً ما تريدين لإدارة الأمن الوطني أن تسمعه |
| Birbirimize söyleyeceğimiz son sözler şamandıra olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون "محبس كروي" آخر ما نقوله لبعضنا |
| - söyleyeceğimiz her şeyi söyledik. - Kapa çeneni. | Open Subtitles | أظن أننا قلنا كل شئ نحتاج أن نقوله - أصمت - |
| Anne, Ro ve ben ne söyleyeceğimiz konusunda anlaşmalıyız. | Open Subtitles | امي، رو و انا نحتاج ان نكون في نفس الصفحة حول ما سنقوله كما تعليمن؟ |
| ve biz cevap veriken tüm söyleyeceğimiz "Merhaba." Seni tanıyana dek başka bir şey demeyeceğiz. | Open Subtitles | وحينما تتصل كلّ ما سنقوله " مرحباً" لن نقول شيئاً، حتى نتأكد من أنّك المتصل |
| Sana ne söyleyeceğimiz hakkında bir şey söylemeliysek eğer. | Open Subtitles | عن ... ما الذي سنقوله لك اذا كان علينا ان نقول شيئا |
| Ne söyleyeceğimiz konusunda konuşalım. | Open Subtitles | لنتحدّث عمّا سنقوله |
| Portland'a dönüyoruz ve söyleyeceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | هذه هي,ليس ل\ينا شيء لنقوله |
| Bizim Dallas'ta söyleyeceğimiz kadar eşsiz ve güçlü söylediniz. | Open Subtitles | غنيتم بصوت نعيمي وعالي كما نفعل عادة في (دالاس). |
| Evet, söyleyeceğimiz yalanlar listesi. Bir şey unutmayayım diye. | Open Subtitles | أجل, حول الأكاذيب التي سنخبرها لهم في حال نسيت أحدها |