| Buna bir sebep belirtmediğin için, söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي ما أقوله طالما لم تعطني سبباً واضح |
| Daha fazla söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ستضطر للحصول عليه منه فأنا ليس لدي ما أقوله |
| Eğer sana söyleyecek bir şeyim olsaydı... öyle ya da böyle sana söylerdim Ellsworth. | Open Subtitles | لو كان لدي ما أقوله لك لقلته بطريقة أو أخرى |
| Hayatımda ilk kez yaşıyormuş gibi hissediyorum. Ve sana söyleyecek bir şeyim var. | Open Subtitles | أشعر كأنّي حيٌّ للمرّة الأولى، و لديّ ما أقوله. |
| Sana söyleyecek bir şeyim yok. Aradım çünkü aramak zorundaydım. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله لك , أتصلت بك لأنه كان علي فعل ذلك |
| Kendi hakkımda söyleyecek bir şeyim olsa, bir şeyler yapmış olsam... | Open Subtitles | إذا كان لدي شيء أقوله عن نفسي إذا عملت أي عمل |
| Telefonda da söylediğim gibi, size söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | مثل ما قلت لك على الهاتف ، ليس لدي ما أقول لكم |
| Ona söyleyecek hiç bir şeyim yok tabii, şunun dışında eğer ona söyleyecek bir şeyim olsa tabii önemsemiyorum eğer söylersem... | Open Subtitles | ليس لدي ما أقوله, ما عدا الأمر الوحيد الذي قد أقوله لها |
| - Sana söyleyecek bir şeyim yok Kossil. | Open Subtitles | ليس لدي ما أقوله لك يا كوسيل لكن لدي الكثير لأقوله |
| Sana söyleyecek bir şeyim olduğunu nereden çıkardın? | Open Subtitles | حسنٌ، أوّد سماعه ما الذي يجعلك تعتقد أنّه لدي ما أقوله لك؟ |
| söyleyecek bir şeyim yok demiştim. Hâlâ beni neden böyle sinirlendiriyorsun! | Open Subtitles | ، أخبرتك بأنه ليس لدي ما أقوله فلماذا تواصل ازعاجي هكذا ؟ |
| Benim söyleyecek bir şeyim yok. Pekala. | Open Subtitles | أنتِ يمكنكِ ذلك، أما أنا فليس لدي ما أقوله |
| Tanrım, hayatımda ilk kez söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | يا الهي هذه أول مرة في حياتي لا يكون لدي ما أقوله |
| Mesaj burada bitiyor. söyleyecek bir şeyim kalmadı. | Open Subtitles | "هذه نهاية الرساله لم يعد لديّ ما أقوله" |
| Sorun değil. Anneme söyleyecek bir şeyim yok ki. | Open Subtitles | لا مشكلة ليس لديّ ما أقوله لأمي |
| söyleyecek bir şeyim yok eski dostum. | Open Subtitles | ليس لديّ ما أقوله, يا صديقي القديم |
| Benim söyleyecek bir şeyim yok... sen Devam et ve ne istediğini söyle... | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله .. تفضل وقل ما تريد أن تقوله |
| söyleyecek bir şeyim olduğu anda seni arayacağım. | Open Subtitles | في الدقيقة التي سيكون لدي شيء لأقوله سأتصل بك |
| O şarlatana söyleyecek bir şeyim yok benim. | Open Subtitles | اذهبي أنتِ.. ليس لدي شيء أقوله لهذا المهرج. |
| söyleyecek bir şeyim kaldı mı onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | دعني أرى ما إذا كان لدي ما أقول أنا حتى لا أعرف |
| Onlara söyleyecek bir şeyim yok. Sen konuş. Affedersiniz. | Open Subtitles | وليس لدي أي شيء لأقوله لهم لذا ألقي الخطاب أنتي, أعذروني |
| söyleyecek bir şeyim yok. Şimdi defolup git buradan. | Open Subtitles | ليس لدي شئ لأقوله و الآن انصرف من هنا بحق الجحيم |
| Sana söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء لأقوله لكِ |
| Benimle alay etmeyi kesin Size söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | توقفى عن الضحك لا يوجد لدى ما أقوله لكى |
| - Sana söyleyecek bir şeyim yok! | Open Subtitles | ليس لدي ما أخبرك به أيها السافل - تحدَثي اليَ الآن |
| Sana söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا شيء لديّ لأقوله لك. |
| söyleyecek bir şeyim olduğunda gideceğiz, daha önce değil. | Open Subtitles | سنذهب عندما يكون لدي شيئاً لأقوله ليس قبل ذلك |
| Bu konuda söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس عندى أى شىء لاقوله حول ذلك. |