| En azından ben ne olup bittiğini anlayana kadar kimseye söyleyemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا إخبار أي أحد، ليس حتى أفهم ما الذي يجري، |
| Bu yüzden kimseye bir şey söyleyemeyiz veya hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | لذا لا يمكننا إخبار أي أحد أو فعل أي شيء. |
| Oyunların çocukları etkilemediğini söyleyemeyiz. | TED | لا يمكننا أن نقول أن الألعاب لا تؤثر على الأطفال |
| Gözün her türlü gücü vardır. Başka şey söyleyemeyiz. Gözü geri ver. | Open Subtitles | العين هي كل القوة.لا نستطيع أن نخبرك بأكثر من هذا.أعطنا العين |
| Onlara ne yapacaklarını söyleyemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نتصل بهم فحسب و ان نخبرهم بما يجب ان يفعلوه |
| Hayır, bunu aileden kimseyse söyleyemeyiz. Kimseye. | Open Subtitles | لا , لا يمكننا أن نخبر أحد بالعائلة لا أحد |
| Evet,biliyorum çok sorunumuz var ama, bunu çocuklara neden söyleyemeyiz? | Open Subtitles | أجل ، أوافقك , فلدينا العديد من المشاكل لحلها لماذا إذن لا يمكننا إخبار الأولاد ؟ |
| Ne olduğunu anlayana dek kimseye söyleyemeyiz. | Open Subtitles | حتى نعرف ما الأمر لا نستطيع إخبار أياً كان |
| Tamam, yenilerini alırım. Babana söyleyemeyiz. Jackson! | Open Subtitles | حسن، سأصدر نسخاً جديدة لا يمكننا إخبار والدك بهذا |
| Babama söyleyemeyiz. Eğer hâlâ arkadaş olduklarını öğrenirse... | Open Subtitles | لا يمكننا إخبار أبى لو علم بذلك |
| Kimseye evleneceğimizi söyleyemeyiz. | Open Subtitles | الأن لا يمكننا إخبار أي شخص أننا سنتزوج |
| Juba, Güney Sudan'da veya Halep, Suriye'de neler olduğunu bilmediğimizi söyleyemeyiz. | TED | لايمكننا أن نقول بأننا لا نعلم مايجري في جوبا، جنوب السودان، أو في حلب في سوريا. |
| Otopsi yapmadan hiçbir şey söyleyemeyiz. | Open Subtitles | لا يُمكننا فعلاً أن نقول بدون تشريح الجثة |
| size nasıl iyi vakit geçireceğinizi söyleyemeyiz. | Open Subtitles | ولكن تذكّر أننا لا نستطيع أن نخبرك كيف تحظى بوقت مرح. |
| Üç aylık bir periyot söz konusu. Bu yüzden bu süreden önce Hiv pozitif olup olmadığınızı söyleyemeyiz. | Open Subtitles | هناك إطار زمني ثلاثة أشهر ولا نستطيع أن نخبرك إن كان الفحص إيجابياً خلال ذلك الوقت |
| ama onlara bunun kötü bir şey olduğunu söyleyemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نخبرهم بأنه شيء سيء |
| İnsanlara orada sadece eğlendiğimizi söyleyemeyiz. | Open Subtitles | لا نستطيع أن نخبر الناس بأننا ذاهبون للمتعة فقط، حسناً |
| Emin olmadan söyleyemeyiz ama kesinlikle onunla konuşmalıyız. | Open Subtitles | لا يمكننا الجزم لكن يجب أن نتحدث معه بالتأكيد |
| Babana bu haftasonu söyleyemeyiz. | Open Subtitles | لا يجب ان نقول له شىء هذا الاسبوع. |
| Yani onlara senin kenar mahallelerde yaşadığını, mukavva kutularda uyuduğunu söyleyemeyiz. | Open Subtitles | أعني , لا يمكننا إخبارهم الحقيقة كنت تعيش في الشارع وتنام في الصناديق الكرتونية |
| Hayır tatlım. Lavon'a gerçekten ayrılmadığımızı söyleyemeyiz, en azından Güneyde Yaşam dergisiyle röportajımızı yapana kadar. | Open Subtitles | لا , عزيزتي , لا يمكننا اخبار لافون اننا لم ننفصل |
| Birşey söyleyemeyiz. Seçim yapacak kadar yaşlısın. | Open Subtitles | لا يمكننا قول أي شيء، فأنت عاقل بما يكفي وتستطيع أن تختار |
| söyleyemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا القول. |
| Kimseye söyleyemeyiz. | Open Subtitles | لن نخبر أحداً .. |
| ona utanmamasını ya da olduğu kişiden... korkmamasını söyleyemeyiz... ama... bir sonraki nesli tıpkı oldukları gibi... mükemmel olduklarına ikna etmeyi deneyebiliriz | Open Subtitles | لا يمكننا أن نخبره الا يكون خجلاً , أو نخبره ألا يذعر من طبيعته , لكن |