| Doğruyu söyleyemezdim. Aramızda neler olacağını bilmiyorum. | Open Subtitles | لم أستطع أن أخبرها بالحقيقة، أجهل ماذا سيحدث بيننا. |
| Sana söyleyemezdim, çünkü söyleseydim, bize engel olurdu... | Open Subtitles | لم أستطع أن أخبرك ، لأنه إذافعلتهذاكان سيمنعك.. |
| Sana söyleyemezdim. | Open Subtitles | لم أستطع قول ذلك لكِ من دون إقحامك أنت أيضا. |
| Öyle olsa, sana söyleyemezdim. Yalan söyledin. | Open Subtitles | إنّ كنتُ مرغمة ذهنياً لن يسعني إخباركِ بذلك |
| Ama Gloria'ya falcısının sahtekâr olduğunu söyleyemezdim. | Open Subtitles | لكنني لم أتمكن من إخبار غلوريا ان عرافتها كانت مزيفة |
| Bir zamanlar onun adını bile söyleyemezdim. | Open Subtitles | في وقت ما لم أكن أستطيع فيه حتَى أن أنطق إسمه |
| Sana en başta söyleyemezdim... yoksa davayı almazdın. | Open Subtitles | لم أستطع إخبارك في البداية لهذا السبب ، لأنكِ لن تتولين القضية |
| Sana ve Jem'e bile bir şeyi bir daha... yapmamanızı söyleyemezdim. | Open Subtitles | .... "لم يكن بإستطاعتى حتى أخبارك أنتِ أو "جيم الآ تفعلوا شيئاً آخر ثانيةَ |
| - Kaç kere dedim, kimseye söyleyemezdim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ مراراً و تكراراً لم أستطع إخبار أي أحد. |
| Tom, bunu bilsem bile söyleyemezdim, değil mi? | Open Subtitles | (توم) ، لم أكن لأخبرك لو كنتُ أعرف ، صحيح ؟ |
| İsyancılarda ölen ve yaralananların ne kadar kötü olduğunu söyleyemezdim. | Open Subtitles | لم استطع القول كم كانت الخسائر سيئة بين الثوار |
| Bütün yer altı dünyasına cadı olduğumu söyleyemezdim, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً ، لم أستطع أن أخبر العالم السفلي بأكمله أنني ساحرة ، حسناً ؟ |
| Ve karşına geçip köpeğini öldürdüğümü söyleyemezdim, o yüzden sana yalan söyledim. | Open Subtitles | و لم أستطع أن أوجهك . . و أخبرك أنني قتلت كلبك لذا كذبت عليك |
| Eve gitmek istediğimi onlara söyleyemezdim. | Open Subtitles | لم أستطع أن أخبرهم أنني أود العودة للوطن |
| Sana daha önce söyleyemezdim. | Open Subtitles | لم أستطع قول الحقيقه لك من قبل |
| Ama bunu söyleyemezdim. | Open Subtitles | لكنني لم أستطع قول هذا. |
| Ulusal güvenlik kuralları gereği söyleyemezdim. | Open Subtitles | لم يسعني إخباركِ, إنها أنظمة الأمن القومي |
| Kız arkadaşım Katie'ye ya da Marty ve Todd'a söyleyemezdim. | Open Subtitles | لم أتمكن من إخبار خليلتي (كايتي) و* *.صديقاي (مارتي) و (تود) بالأمر |
| Nereye gittiğimi ona söyleyemezdim. | Open Subtitles | لم أكن أستطيع أخباره إلى أين سأذهب |
| Bana inanmalısın. Sana hayatta olduğumu söyleyemezdim. | Open Subtitles | عليكى أن تُصدقينى لم أستطع إخبارك بأنّى كنت حياً |
| Sana ve Jem'e bile bir şeyi bir daha... yapmamanızı söyleyemezdim. | Open Subtitles | .... "لم يكن بإستطاعتى حتى أخبارك أنتِ أو "جيم الآ تفعلوا شيئاً آخر ثانيةَ |
| Kimseye söyleyemezdim. | Open Subtitles | لم أستطع إخبار أي شخص |
| Tom, bunu bilsem bile söyleyemezdim, değil mi? | Open Subtitles | (توم) ، لم أكن لأخبرك لو كنتُ أعرف ، أليس كذلك ؟ |
| - Biliyorum, aşkım ama... ..unuttuğumu söyleyemezdim. | Open Subtitles | - اعرف يا حبي، ولكن لم استطع القول بأنني نسيت. |