Ama o çete işlerine girdi ve Peter'ı da buna sürüklemeye çalıştı. | Open Subtitles | لكنّه تشارك مع عصابة، وحاول جرّ (بيتر) معه. |
Burası, Yılan Saçlı Tanrıça'nın Robin Hood'u cehenneme sürüklemeye çalıştığı yer. | Open Subtitles | هنا حاولت (فيوري) جرّ (روبن هود) إلى الجحيم |
Annem beni yine Cardio Bar'a sürüklemeye uğraşıyor. Bu onun anne-kız bağı fikri. | Open Subtitles | امي تريد ان تجرني مجددا الى تمارينها انها فكرتها لارتباط الام والبنت |
Cassius, beni belaya mı sürüklemeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | إلى أية أخطار تجرني يا كاشياس؟ |