| Kampüsün çevresinde sürdüğün keçiden daha güzel olan bir araba. | Open Subtitles | ذلك أفضل بكثير من ماعز تقودها في الحرم الجامعي. |
| Kampüsün çevresinde sürdüğün keçiden daha güzel olan bir araba. Tamam, millet bugünlük bu kadar yeter. | Open Subtitles | ذلك أفضل بكثير من ماعز تقودها في الحرم الجامعي. |
| Traktör diye sürdüğün o hurda yığının parçalarını kimse satmıyor. | Open Subtitles | (توم), لايوجد قطعة غيار عليها لتلك الخردة القديمة التي تقودها. |
| Özellikle de L.A'de sürdüğün o külüstürden sonra. | Open Subtitles | خصوصاً بعد السيارة العتيقة التي كنتَ "تقودها في "لوس أنجلوس |
| Sen, sürdüğün araba değilsin. | Open Subtitles | أنت لست السياره التي تقودها |