| Hepsi buydu ve şimdi tek başına sürgünde yaşadıktan sonra... | Open Subtitles | هذا ما كلفكم فعله والآن بعدما عشت في المنفى وحيدا |
| Bugün sizlerle İranlı bir sanatçı olarak İranlı kadın bir sanatçı olarak sürgünde yaşayan İranlı kadın bir sanatçı olarak verdiğim mücadeleyi paylaşacağım. | TED | القصة التي أريد أن أشاركها معكم اليوم هو تحدي كوني فنانه إيرانية، كفنانة إيرانية، كفنانة إيرانية، تعيش في المنفى. |
| Süregelen savaşlar ile birlikte, bir mültecinin sürgünde geçirdiği ortalama süre 17 yıldır. | TED | ومع استمرار الحرب، فإن معدل المدة التي يقضيها اللاجئ في المنفى هو سبعة عشر عاماً. |
| Farkedeceksiniz ki, bu slayttaki iki kişiden sadece birisi sürgünde. | TED | سوف تلاحظون أن شخصًا واحدًا فقط من الشخصين في الشريحة حاليًا في منفى. |
| 7 Kırallığa geri dönen, sürgünde ki bir Prenses o. | Open Subtitles | إنها أميرة تعيش في المنفي وهي تعود إلى الممالك السبعة. |
| Tıpkı diğer yüzlerce ve binlerce Hazarlı çocuk gibi ben de sürgünde doğdum. | TED | وكحال مئات الآلاف من أطفال الهازارة، وُلدت في المنفى. |
| Henry Tudor, Lancaster Dükü'nün, babası önceki isyanda öldükten sonra sürgünde yetişen oğluydu. | TED | هنري تيودور كان حفيد أول دوق من عائلة لانكستر و الذي عاش في المنفى بعد وفاة والده في تمرد سابق. |
| Ya sürgünde takip edeceğiz, ya da hayatı bir mezarda devam edecek. | Open Subtitles | اٍنه سيتبعها اٍلى المنفى أو سينتحب فوق قبر لبقية حياته |
| Bir viking, babasıyla birlikte sürgünde yaşamaya zorlanmış biri. | Open Subtitles | ولكنه فايكنج الذى عاش حياة منعزله فى المنفى مع والده |
| Halkım nesillerdir sürgünde savaştı ve öldü. | Open Subtitles | كان بوسعكم القضاء علينا لحظة وطأنا أرضكم، ولكنكم لم تفعلوا قاتل أجيال من شعبي وماتوا في المنفى.. |
| Demek ülkeyi terk edip... sürgünde ANC'den eğitim alıp... terörist olarak geri döndün. | Open Subtitles | حسنا, انت تغادر البلاد تتدرب في المنفى بالمؤتمر الوطني الأفريقي تعود كارهابي |
| Babam Prens Zhao Üç Aile tarafından Lu dışına sürülmüş ve sürgünde hayatını kaybetmişti. | Open Subtitles | أمير زهاو أبي طرد من لو من قبل العوائل الثلاث ومات في المنفى |
| Nikita onun kim olduğunu biliyor, onu bu gece ülkeden kaçırıyoruz bundan sonraki hayatını sürgünde geçirecek. | Open Subtitles | لذا، سنُخرجه خارج البلاد الليلة ليقضي بقية حياته، في المنفى |
| Eski KGB Şefi sürgünde | Open Subtitles | رئيس البوليس السري السوفييتي في المنفى في مدينة مالمو |
| sürgünde geçen onca yıla rağmen yine de anlamamışsın. | Open Subtitles | كل تلك السنوات في المنفى وما زلت لا تفهم.. |
| Bir daha sürgünde geçen yıllarını dinlemek zorunda kalırsam onu kuş bacağı gibi bacaklarıyla boğmak zorunda kalacağım sanırım. | Open Subtitles | وإذا سمعت بشأن سنواته في المنفى مرة أخرى فأظن أنني سأخنقه بسيقان طيور الذيال التي يحبها |
| Haki renkli bu umutsuz yerde sürgünde gibiyim. | Open Subtitles | أنا منفى في عالم من القماش الرمادي الكئيب |
| sürgünde ölen büyükannemin sözlerini asla ve asla unutmadım: "Evlat, Kaddafi'ye diren. | TED | لم أنس أبداً كلمات جدتى التى ماتت فى المنفي بني,"قاوم القذافى و حاربه |
| İmanlarının sürgünde yitip yok olması bir yana Tanrı'ya olan inançlarını yeniden güçlendirmişlerdi. | Open Subtitles | بعيداً عن تركهم لإيمانهم ...أن يضعف بسبب النفي فقد جددوا ثقتهم في الله |
| Artık halkım sürgünde yaşıyor çünkü mirasımızı terk etmedik. | Open Subtitles | الان اهلى يعيشون فى منفي لاننا لن نتخلي عن تراثنا |
| Ve ben sürgünde kalmalıyım. | Open Subtitles | .. ميت بسببي , يجب أن أبقى منفياً |
| Gerçekten, uzun süre sürgünde kalacağımı düşünmedin, değil mi? | Open Subtitles | لمْ تعتقدي أنّي سأبقى منفيّاً لوقت طويل، أليس كذلك؟ |
| Vatanından hiç ayrılmamış olanlar... sürgünde bir dost sesi duymanın ne demek olduğunu bilemez... ve birazdan göreceğiniz duygu patlamasının... nedenini de anlayamazlar. | Open Subtitles | أولئك الذين لم يسبق لهم وأن نُفوا لا يعرفون ماهو شعور سماع صوت صديق بالأسر ولن يفهموا السبب |