| - Çikolatalı Sütten başka birşey var mı? | Open Subtitles | ألا تمتلكون شيئا آخر غير الحليب بالشيكولاتة |
| Kafam karıştı. Sheldon Sütten mi kesildi? | Open Subtitles | أنا ملخبطة , هل توقف شيلدن عن إدرار الحليب ؟ |
| Bir erkek kaplandaki Sütten daha fazla merhamet yok içinde. | Open Subtitles | لا يوجد به رحمة أكثر مما يوجد حليب بنمر ذكر |
| Öyle ki, yirminci yüzyılın başlarında çekilmiş bu ABD hükümet videosu, Sütten yeni kesilen bebeklerin hemen inek sütüne geçirilmesini tavsiye ediyor. | Open Subtitles | رائع جداً، حقيقةً، إن هذا الفيلم الحكومي منذ بداية القرن الـ20 ينصح بأن على المواليد الذين تم فطامهم عن حليب أمهاتهم |
| Adrian Monk Sütten, mikroplardan, asansörlerden ve köpek yavrularından korkuyor olabilir ama sen, sen o adamın öğle yemeğini bile paketleyemezsin. | Open Subtitles | راهب أدريان قَدْ يَكُون خائف من الحليبِ وجراثيم ومصاعد وجراء، لَكنَّك، أنت لا تَستطيعُ أَنْ تَحْزمَ ذلك غداءِ الرجلِ. |
| Buna binen koca bir adam bile Sütten yeni kesilmiş yavru kurt gibi ulur. | Open Subtitles | كفيل بأن يجعل الرجال يولولون مثل استيقاظ الشبل في وقت الفطم |
| Beş yıllık ilköğretim hayatında alacağı şeker miktarını da göstereyim dedim. Bu sadece Sütten. | TED | وإذا أخذت حريتي في وضع فقط خمس سنوات لسكر مدرسة إبتدائية، فقط من اللبن. |
| Sütten kestikten sonra uyguladığımız özel bir perhiz var. | Open Subtitles | حسناً، هناك نظام غذائي وضعناها عليه عند الفطام |
| Batırdıkları bir diğer nokta ise, yoğunlaştırılmış Sütten yapılmamış. | Open Subtitles | والشئ الأخر اللعين .. هذا الشئ لم يكثف فيه الحليب |
| Hem de buzdolabımda ki Sütten daha erken dolacak bir son kullanma tarihin var. | Open Subtitles | في الواقع، لدى الحليب في ثلاجتي تاريخ انتهاء أطول من تاريخك |
| Üç kremali Sütten sonra bunu istedigimi sanmiyorum. | Open Subtitles | تباً .. ليس هذا ما أريد رؤيته بعد احتساء ثلاثة أكواب من الحليب بالزبدة |
| Ağaçtan çıkan sihirli Sütten aldığımızda bir şeyler beliriyordu. | Open Subtitles | عندما أخذنا الحليب السحري من الشجرة بدأنا برؤية أشياء |
| Birisi ona çiğ Sütten uzak durmasını söyleseydi bebeği hâlâ hayatta olurdu. | Open Subtitles | لو أن أحداً أخبرها أن تتجنب الحليب الخام، لكان طفلها حيّاً |
| Haydi, Sütten patlamak üzereyim. Bana bir iyilik yap da beni rahata kavuştur. | Open Subtitles | هيا, سوف يخرج الحليب من ثديي دعني أشعر ببعض الراحة |
| "Muazzam" kelimesini söyleyiş şekli sanki çikolata Sütten yapılmışcasına. | Open Subtitles | وكيفية إستخدامه لكلمة "مثير" -كأنها مصنوعة من حليب الشوكولاته -لدى النساء مثل هذا الجنس المثلي |
| Bunları göğsündeki Sütten miras alıyorlar. | Open Subtitles | يرِثون الصفات من خلال حليب الأم. |
| Sütten daha koyu renklerin olduğu yerden. | Open Subtitles | وأظلم في اللونِ مِنْ، رأي، حليب. |
| - Öyle bir şey değildi. Çiğ Sütten kaptığı bir enfeksiyon. | Open Subtitles | لقد كانت عدوى من حليب غير مبستر |
| 2 yaşında Sütten korkmayan bir yeğenim var. | Open Subtitles | أصبحتُ a إبن أخ بعمر 2 سنةً الذي لَيسَ خائف من الحليبِ. |
| - Sonra Sütten kesilir. | Open Subtitles | -بعد ذلك يأتي الفطم |
| Sütten çok daha iyi bir şey aldım! | Open Subtitles | أوه، لقد حصلت على شيء أفضل بكثير من اللبن. |
| Minik erkeğimiz ve minik kızımız Sütten kesilmeye başlıyorlar. | Open Subtitles | ولد وبنت أشبال بدئا مرحلة الفطام |
| Son iki yılını yavrusunu büyüterek geçirdi ve kısa süre sonra Sütten kesilecek. | Open Subtitles | وقد كرست من حياتها عامين لتربية شبلها وقريبا جدا، سوف يفطم. |