"sütunları" - Translation from Turkish to Arabic

    • أعمدة
        
    • دعامة
        
    • الأعمدة
        
    • الأعمده
        
    • عواميد
        
    • ركائز
        
    • الاعمدة
        
    • الأعمدةِ
        
    • العواميد
        
    Uzay köprüsü açan uzaylı sütunları. Open Subtitles أعمدة الفضائيين للطاقة لأجل المعبر الزمني.
    Çabuk! sütunları tetikliyorlar! Open Subtitles أيّها القائد، إنّهم يستهدفون أعمدة الطاقة.
    İstikameti Arayıcı'yla aynı: Yaradılış sütunları. Open Subtitles وجهتها هي نفس وجهة الباحث، إلى "دعامة الخليقة".
    Gözyaşı Taşı'nı, Yaradılış sütunları'na götürmelisin. Open Subtitles يجب أنّ تأخذ "حجر الصدع"، إلى (دعامة الخليقة).
    Bu sütunları, cinayetlerin olduğu yerlerdeki toprakla doldurabilir miydik? TED تسائلنا عما إن كان بإمكاننا ملء جميع تلك الأعمدة بتربة تلك الأماكن التي حصل فيها القتل.
    İşte böyle, gelip her şeyi toparlayabilirler, halıları, sütunları, evleri, kumu, rüzgarı, gülleri, Open Subtitles يمكنهم أن يأخذوا كل شيء بعيدا تلك السجادة .. الأعمدة .. البيوت
    Apollo 11 oraya gitmeden önce Decepticonlar gemiyi yağmalamış sütunları almış ve saklamışlar. Open Subtitles لعل الديسيبتكونز هاجموا السفيه قبل وصول أبوللو 11 و أخذوا الأعمده و خبأوها
    Muhteşem Eagle Nebula, yaradılışın sütunları yıldızların doğum yeri olarak bilinir. Open Subtitles سديم الصقر الرائع المعروف باسم عواميد الخلق مكان ولادة نجوم
    Tavanı tutan tek şey şuradaki kömür sütunları. Open Subtitles والشيء الوحيد الذي يحمل السقف هي ركائز الفحم هنا
    Biraz düşündüm, ve şu sütunları yeninden gözden geçirelim diyorum. Open Subtitles لذا ،قمت بالتفكير بها يجب علينا إعادة تصميم الاعمدة
    Eminim gazetelerin sosyete sütunları buna bayılıyordur. Open Subtitles أعمدة المجتمع أراهن بأنهم يصدقون هذا الهراء
    Bir tapınağın sütunları nasıl ayrı duruyorsa ya da meşe ve servi ağaçları birbirinizin gölgesinde büyümeyin. Open Subtitles من أجل أعمدة معبد يقف بعيداً و شجرة البلوط و السرو لا تنمو في ظل الآخر
    Hayır, sâdece bizim bu dünyâya.. ...sütunları doldurmak için getirildiğimizi söylemeye çalışıyorum. Open Subtitles لا، انا أقول أنه تم الإتيان بنا لهذا العالم على أعمدة
    Diyor ki, elinizi duaya uzatırsanız ve eğer duanız cevaplanırsa -- bu zaten çok ilginçtir -- o zaman, kalbinizin sütunları ışıldayacaktır. TED إنها تقول أنك إذا ما وصلت في دعائك وإذا ما اُستجيبت دعواتك- وهو أمر لحد ذاته مثير للاهتمام- فإن أعمدة قلبك سوف تنير.
    Taş'ı en kısa zamanda Yaradılış sütunları'na götürmeliyiz. Open Subtitles علينا أنّ نأخذ (الحجر) إلى دعامة الخلقّ بأسرع ما يمكننا.
    Taş'ı geri alıp Yaradılış sütunları'na götüreceğiz. Open Subtitles سنستعيد (الحجر)، و سنأخذه إلى دعامة الخلقّ.
    Şu sütunları bitirip, bir dostumu düzdükten sonra size gelecektim. Open Subtitles كنت سآتي إليك عندما أنهي هذه الأعمدة وأقيم علاقة مع صديق
    Roma sütunları altında ve park alanında... tatlılar herkesi baştan çıkarmalı. Open Subtitles والحلويات الأكثر غرابة التي لم يذقها أي شخص من قبل في القاعة تحت الأرض تحت الأعمدة الرومانية العملاقة
    Yardım et de sütunları bulup yaslanayım. Open Subtitles دعينى أرتكز على الأعمده لقد أقتربنا منها
    Kendini kapatmış. sütunları korumak istemiş. Open Subtitles حبس نفسه ليحمي الأعمده
    Londra'nın kalbinde, bir trende, bir kırın ortasında dev bir volkanın kenarında dünyanın en büyük kilisesinde sütunları sayarak ve Çarmıha gerilmiş İsa'ya bakarak. Open Subtitles كان يصل إلى حافة بركان ضخم وفى قلب أكبر كنيسة فى العالم حِساب الأعمدةِ يقف يحدق فى الصليب
    Beyaz nesne kemik ve gördüğünüz bu kırmızı sütun ve sarı hücreler tek bir kök hücreden meydana gelmiş hücrelerdir -- kıkırdak sütunları, kemik sütunları tek bir hücreden geliyor. TED المادة البيضاء هي العظم، و هذه العواميد الحمراء التي ترونها والخلايا الصفراء هي الخلايا التي نشأت من خلية جذعية عظمية واحدة عواميد من الغضاريف و عواميد من العظام أتت من خلية واحدة فقط.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more