| Üzülerek belirtmem gerekiyor ki yatağınız bayağı sıcakmış. | Open Subtitles | أنا آسف جداً لقول ذلك, ولكن.. لكن الاتجاه السفلي لوسادتك ساخن حقاً. |
| Burası çok sıcakmış değil mi? | Open Subtitles | المكان ساخن هنا حقا أليس كذلك؟ |
| Bayağı sıcakmış. Makarna sıcakmış. Her yere de bulaştı. | Open Subtitles | إنّها ساخنة، إنّها معكرونة ساخنة إنّها في كل مكان |
| Zaten pek güzel yapamıyordun. sıcakmış. | Open Subtitles | وكيك ليس جيداً على أية حال ساخنة |
| Diyorlar ki şehir merkezi bugün çok sıcakmış. | Open Subtitles | يقولون أن الجو سيكون حار الليلة فى وسط المدينة |
| Buranın konukseverliği iklimi kadar sıcakmış. | Open Subtitles | ان الكرم هنا دافئ كالطقس |
| Walter'ın raporuna göre, Skinner'ın evine geldiklerinde motor hala sıcakmış. | Open Subtitles | طبقا لتقرير والتر، القلنسوة ما زالت دافئة عندما وصلوا إلى شقّة سكيننير، |
| sıcakmış. Hem de çok sıcak! | Open Subtitles | إنه ساخن, ساخن جداً |
| Vay anasını! Amma sıcakmış! | Open Subtitles | ياللهول هذا ساخن جدا |
| iyi hala sıcakmış. | Open Subtitles | أتمنى بأنه ما زال ساخن |
| Evet, arabanın içi köpek için fazla sıcakmış. | Open Subtitles | أغن الشاحنة ساخنة جدا بالنسبة له |
| Diş fırçası yanlış yerdeymiş, kahve fazla sıcakmış, sanki | Open Subtitles | فرشاة الأسنان في المكان الخطأ ...القهوة ساخنة كأنَّ |
| Sana sıcak çikolata getirdim. - Çok sıcakmış. | Open Subtitles | جلبتُ لكِ شوكولاته ساخنة ساخنة.. |
| Hey, burada ofis olduğunu bile bilmiyorum. Amma sıcakmış. | Open Subtitles | لم أعلم حتى بوجود مكاتب هنا، إن الجو حار هنا |
| Aynen öyle. Yelpazeni unutma, hapishane oldukça sıcakmış. | Open Subtitles | ذلك صحيح خذ مروحتك,الجو حار في السجن |
| Annem diyor ki, toprak burada o kadar kuruymuş, ve hava öyle sıcakmış ki ölüler cennete giderken yarı yolda takılıp kalıyorlarmış. | Open Subtitles | أمى تقول أن جافة للغاية هنا .... و أن الهواء حار جداً |
| Adamım, sıcakmış da. | Open Subtitles | . أجل , دافئ أيضاً يا رجل |
| Abov, sıcakmış. | Open Subtitles | إنه دافئ للغاية. |
| Doğru. Gerçi hava da pek sıcakmış. | Open Subtitles | صحيح، إلا أنّها كانت ليلة دافئة. |
| Onu geçen ay yaptı. Banyosu çok sıcakmış. | Open Subtitles | لقد فعلت ذلك في الشهر الماضي قالت بأن حمامه كان ساخناً جداً |
| Senin ellerin de sıcakmış, tıpkı annenkiler gibi. | Open Subtitles | ...هاتان اليدان دافئتان مثل أيدي والدتك من الأفضل أن نذهب |
| Vay canına. İçerisi de pek sıcakmış. Sen iyi misin? | Open Subtitles | المكان عندك حارٌ جداً , صحيح ؟ |
| Ellerin sıcakmış. | Open Subtitles | يدين دافئتين |
| COLE: Oyy, içerisi çok iyi. Oyy sıcakmış. | Open Subtitles | هذا أمر جيد هنا في الداخل هذا دافيء. |
| Çok sıcakmış ya! | Open Subtitles | إنه ساخَن جدًا! |
| Beklediğimden sıcakmış. | Open Subtitles | أدفئ ممّا توقعت |
| Ama gübre sıcakmış ve serçenin buzları çözülmüş. | Open Subtitles | لكنه كَانَ دافئَا فتحرر من الجليد |