| Tüm olasılıkların sayısı, satrancın meydana gelmesini sağlayan şeydir... 10'un yanında 45 sıfırlı bir sayı gibi... | Open Subtitles | يمكن أن تحدث نظرياً في لعبة الشطرنج هو شيء من قبيل عشرة برصيد 45 من الأصفار |
| Hayatımın ilk 30 yılını banka hesabıma bol sıfırlı rakamlar eklemekle geçirdiğimi fark ettim. | Open Subtitles | أدركت أنني قد أضاعت ال 30 سنة الأولى من حياتي. وضعت الأصفار على حسابي المصرفي. |
| Ama biçecek olursan sandığından çok sıfırlı. | Open Subtitles | ولو إذا فعلتم، وهو أكثر أصفار من كنت تتوقع. |
| Ben buna 7 sıfırlı borç takma diyorum. | Open Subtitles | أجل مدين بمبلغ من سبع أصفار على ما أذكر |
| Gidip beş sıfırlı teklifi başkasına yapmalarını söylerim. | Open Subtitles | ساخبرهم انهم يقدرو ان يجدوا شخصاً اخر ليحصل على صفقتهم بالخمسة اصفار |
| Beş sıfırlı mı? Söylemedim mi, tatlım? Bu TV reklamı. | Open Subtitles | ـ خمسة اصفار ـ هذا التلفزيون,الشان الحقيقي |
| Başında 8 olan bol sıfırlı bir rakama. | Open Subtitles | في الواقع الكثير من الأصفار تبدأ بالرقم 8. |
| - Bol sıfırlı bir çek. | Open Subtitles | به الكثير من الأصفار |
| Ordu'da ona bol sıfırlı bir çek yazmış. | Open Subtitles | ويكتب لهُ الجيش شيك مع ستة أصفار |
| Adımın sonunda Nichol olması, sana şöyle birkaç sıfırlı bir çek yazabileceğim anlamına geliyor. | Open Subtitles | عائلة (نيكول) تسمح لي بأن أحرر شيك يحتوي على أصفار قليلة في آخره |
| Altı sıfırlı. | Open Subtitles | ستة أصفار |
| yani beş sıfırlı diyim. | Open Subtitles | مبلغ بخمس اصفار |