"sıkıntıdan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الملل
        
    • الضجر
        
    • بالملل
        
    • متاعب
        
    • ضجراً
        
    • السأم
        
    • مللا
        
    Genelde karakol saldırı altında olurdu ancak birkaç haftadır çatışma olmamıştı. Herkes sıkıntıdan ve sıcaktan sersemlemiş durumdaydı. TED عادةً، تُهاجم قاعدتنا، لكننا لم نخض أي معركة منذ أسابيع، كان الجميع مصدومين من الملل والحر.
    Uzun vadede, sıkıntıdan patlayacaksın. Open Subtitles ،على المدى الطويل سيصيبك الملل حتى الموت
    Hayır itiraz etme, sıkıntıdan patlayacağız, inkâr edemeyiz bunu. Open Subtitles لا, لا تحتج. يكاد الملل يقتلنا. لا يمكنك أن تنكر ذلك
    Tamamen sıkıntıdan dolayı başka bir sınıfa geçmeyi talep ettim. TED ومن شدة الضجر والملل، طلبت أن يتم تحويلي إلى صفّ آخر.
    Tanrım, daha geleli 5 dakika oldu ve daha şimdiden sıkıntıdan patlıyorum. Open Subtitles يا إلهي لقد عبرت خمس دقائق فقط وقد بدأت أشعر بالملل مسبقا
    Ne yaparsak yapalım başımız sıkıntıdan kurtulmuyor. Open Subtitles في كلّ مكان نذهب إليه تحدث متاعب
    Başlıca görevin gönüllüleri ve düzenli askerleri sıkıntıdan birbirlerini öldürmekten korumak. Open Subtitles مهمتك الكبرى هى الحفاظ على الحاله بين المتطوعين و الجنود النظاميين و ألا يقتلوا بعضهم البعض من الملل
    Eğer bizim için endişelenemeselerdi, sıkıntıdan ölürlerdi. Open Subtitles إذا لم يكونوا يقلقون علينا سوف يموتون من الملل
    Bodrumda marangozluk yaparken sıkıntıdan patlıyordu. Open Subtitles لقد اصابه الملل الشديد وهو يتخبط في القاع ويقوم بالاشغال الخشبيه
    Bakın bence herkes birazdan sıkıntıdan kusacak. Open Subtitles حسناً, أتعرف ماذا, أعتقد أن الجميع سيذهب إلى التقيوء بسبب الملل
    sıkıntıdan kurtulmak için yaptığın günlük bir işi sıkıldığın için bırakmazsın. Open Subtitles ؟ المرء لا يتوقف عن أعماله الاعتيادية التي تخفف عنه الملل لأنه يشعر بالملل
    Aslında, müşterilerimden biri Napa'da üzüm bağı işletiyordu. SM'de ve Merlot'ta vardı bu yüzden ona SMM derdik. Tatlım, Jeff'i sıkıntıdan patlattın. Open Subtitles أجل ، كان لدي عميل لديه مصنع في نابا عزيزتي ، إنك تجلبين الملل لجف هكذا
    Dostum, burada sıkıntıdan ölmemek için ne yapacağız? Open Subtitles يارجل، مالذي يفترض بنا عمله هنا حتى لا نموت من الملل ؟
    Rahatlıkla söyleyebilirim ki bu insanlar ne sıkıntıdan ne de kötü yemek alışkanlığından öldüler. Open Subtitles أقول بثقة مطلقة أنه لم يمت أحد منهم من الملل أو من سوء التغذية
    Yoksa seyirciler sıkıntıdan ölecekler. Open Subtitles أتمنى هذا, وإلا سيموت المشاهدين من كثرة الملل
    Biri seni vurmazsa, sıkıntıdan ölürsün zaten. Open Subtitles إن لم تَنلْ منكَ الطّلقات، فسينال منكَ الملل.
    Tatlım eğer buna cevap verirsem, bahse girerim yarım saat boyunca sıkıntıdan patlarız. Open Subtitles عزيزتي، لو لدي الجواب لهذا السؤال لراهنت اننا سنموت من الضجر في خلال نصف ساعة
    sıkıntıdan ölmez ama karnındaki bir kurşundan ölebilir. Open Subtitles حسناً فإنّه لم يكن يحتضر هناك ... من الضجر لقد كان يحتضر بسبب رصاصة بمعدته
    sıkıntıdan ölecektim neredeyse. Open Subtitles فتقريباً كدتُ أموتُ من الضجر..
    İnan bana, beni sıkıntıdan öldürdün. Open Subtitles الا تصدقنى انت , انت جعلتنى أشعر بالملل لدرجة الذهول
    Özel isteğin bir kaç sıkıntıdan daha çok şeye sebep oldu. Open Subtitles و طلبك الخاص كلفنا متاعب كبيره
    Tek sorun, sıkıntıdan patlıyordum. Open Subtitles والمشكلة الوحيدة ؟ كنت ضجراً للغاية
    Sadece sıkıntıdan ölmeyelim diye, sen ve ben güzel vakit geçirdik. Open Subtitles لقد كان لقضاء وقتا ممتعا معاً كي لا نموت من السأم
    Saat 1'e doğru uyanık olacağım çünkü sıkıntıdan patlıyorum. Open Subtitles و سأكون مستيقظة تماما ً فى الواحدة صباحا أتنهد مللا ً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more