| Geri dönüşünüzün ikinci sınıf bir film ile olmasından kaygılanmıyor musunuz? | Open Subtitles | ألست قلقاً أن تكون عودتك إلي السينما بفيلم من الدرجة الثانية؟ |
| Bu delikanlı bir gün birinci sınıf bir adli tabip olacak. | Open Subtitles | ذلك الشاب سيكون طبيبا شرعيا من الدرجة الأولى في أحد الأيام. |
| Adam ikinci sınıf bir kumarbaz olabilir ama karısına söz geçirmesini iyi biliyor. | Open Subtitles | إنّ الرجل لاعب ورق من الدرجة الثانية لكنه يعرف كيف يسيطر على امرأته |
| Seninle çok iyi ilgileneceğiz. Birinci sınıf bir cerrahi ekibimiz var. | Open Subtitles | سنهتم بك على أكمل وجه الطاقم الجراحي طاقم من الدرجة الأولى |
| Ama birinci sınıf bir ahmak olmak konusunda çok yeteneklidir. | Open Subtitles | إنّه مُتمكن جداً من لعب دور الأخرق من الطراز الأول. |
| Birinci sınıf bir çöpçatanın böyle bir adamla ne işi olur? | Open Subtitles | ما الذي تفعله وسيطة أزواج من الدرجة العالية مع رجل كهذا؟ |
| Onu okulda attırabilirim, ...ikinci sınıf bir okula gitmesini sağlayabilirim, ...sonra da yeteneksiz zenginlerin son kalesi olan USC'ye. | Open Subtitles | يمكنني أن أتسبب في طردها إرسالها إلى مدرسة داخلية من الدرجة االثانية ثم إلى المعقل الأخير للأغنياء غير الكفؤ |
| Yani dosyalarını çalması için üçüncü sınıf bir gazeteciye ihtiyacın var. | Open Subtitles | إذن أنت بحاجة لصحفي من الدرجة الثالثة لمساعدتك على استعادة أبحاثك |
| Ucuz, ikinci sınıf bir bürokrattan başka bir şey değilsin! | Open Subtitles | أنت لست أكثر من بيروقراطي رخيص الثمن من الدرجة الثانية |
| kanunen ve kesin olarak ikinci sınıf bir vatandaştım. | TED | كنت قانونيا وبلا شك مواطنا من الدرجة الثانية. |
| Henüz onları kazanamadım. Bu yüzden 2. sınıf bir meleğim. | Open Subtitles | لم أحصل علي جناحيّ بعد لذلك أنا ملاك من الدرجة الثانية |
| Rütbesi indirilmiş ve şimdi birinci sınıf bir alayda, albay, öyle mi? | Open Subtitles | تجرد من رتبته و هو الآن عقيد و معه فوج من الدرجة الأولى |
| Yer kaplamam. İkinci sınıf bir askerim. | Open Subtitles | لا أحتاج لمكان أنا جندى من الدرجة الثانية |
| Elbette, küçüğü birinci sınıf bir araba. | Open Subtitles | طبعاً, أن الصغيرة هي سيارة من الدرجة الأولى يا سيدي |
| Yani bana trende kancayı attığında cana yakın, sempatik, onurlu, birinci sınıf bir serseri diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | تعلم، عندما اصطدتني أول مرة في ذلك القطار اعتقدتك ودي محبوب، تحترم الذات متسكع من الدرجة الأولى |
| Köylülerle dolu üçüncü sınıf bir araba akordiyon gibi içe basılmıştı. | Open Subtitles | سيارة من الدرجة الثالثة مليئة بالقرويين ضغطت كالأكورديون. |
| -Birinci sınıf bir banka arıyorum. -Elbette. | Open Subtitles | اني أبحث عن بنك من الدرجة الأولى بالتمام |
| - 1. sınıf bir banka arıyorum. - Burası tam öyle. | Open Subtitles | اني أبحث عن بنك من الدرجة الأولى بالتمام |
| Öncelikle şunu bilmelisin Bree'nin, birinci sınıf bir yemek şirketi var. | Open Subtitles | وقبل ان تشعر بذلك, كانت تملك شركة طعام من الطراز الأول |
| Bu kişi kendini orta sınıf bir ev hanımı olarak tanımladı. | TED | الشخصية الأولى صُنفَت على أنها ربة منزل من الطبقة الوسطى. |
| İkinci sınıf bir rehber telsizi eline aldı diye mi? | Open Subtitles | لأن دليلاً من الفئة الثانية كلمك عبر الراديو؟ |
| Üçüncü sınıf bir suçlu, yani hayatını cinayet olmadan geçiriyor. | Open Subtitles | انه لص من الدرجه الثالثه لذا فالقتل ليس من اولوياته |
| Alt-orta sınıf bir aileydik ve bizimkisi tabii ki yoksulluk sayılamazdı. | TED | كنا عائلة من طبقة دون المتوسطة، ولكن ذلك بالطبع ليس فقرا حقيقيا. |
| Senin birinci sınıf bir arkadaş olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | فكرت انك الرجل لذي يعتني بنفسه بالدرجة الاولى |
| İkinci sınıf bir otele bile almazlar, bizi. | Open Subtitles | لا نستطيع حتى البقاء في فندق سياحي ذو نجمتين |