| Her neyse, zaten sınırlı üretim. | Open Subtitles | إنها في السادسة، علي أي حال، إنها إصدار محدود. |
| sınırlı üretim, iki mavi çizgi, 1989. | Open Subtitles | إصدار محدود علامتين زرقاوين، 1989 |
| - Evet, sınırlı üretim. | Open Subtitles | -أجل، إصدار محدود . |
| 4 saniyede 0'dan 120'ye. - sınırlı üretim. | Open Subtitles | من الصفر إلى ستّين في أربع ثواني انها نسخة محدودة |
| Aynen. Hayır, bunu takacak birini hayal bile edemiyorum. O kadar sınırlı üretim yani. | Open Subtitles | أجل، لا يمكنني تخيل أي أحد يرتديها، إنها نسخة محدودة |
| Yüzlerce dolar eden sınırlı üretim bir koleksiyon eşyası ve çöpten çıkardığımız bir şeyden yetişen şey. | Open Subtitles | {\pos(190,200)}يبدو عدلًا، نسخة محدودة من سيف يساوي مئات الدولارات {\pos(190,200)}وشيء ينبت من وعاء وجدناه بالقمامة |