| Müfettişler patlamaya gaz sızıntısının sebep olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول المحققين سبب هذا الإنفجار تسرب في الغاز |
| Gaz sızıntısının olduğu yıldı ama bunu bahane etmeyeceğim. | Open Subtitles | تلك كانت سنة تسرب الغاز و لكن لن أستخدم ذلك كعذر |
| Ayrıca, rapor sızıntısının sonucu olarak bir şeylerin değişmesi raporu çok güçlüymüş gibi gösterebilir. | Open Subtitles | الى جانب ذلك، تغيير أي شيء في في أعقاب تسرب التقرير ستبدوا وكأنها وجهت لها الكثير من السلطة |
| Su yağ sızıntısının olduğu yere ulaştığında olası tutuşmaların önüne geçecektir çünkü oksijen olmadan ateş olmaz ve su altında oksijen yoktur! | Open Subtitles | بمجرد وصول المياه حيث تسرب الزيت، سيكتم اللهب المحتمل أن يشتعل لأن النار لا تشتعل بغياب الأوكسجين |
| Muthemelen gaz sızıntısının uyarısı. | Open Subtitles | غالبا هذا تحذير من تسرب الغاز |
| Bu gaz sızıntısının zamanlamasını beğenmedim. Anladım, "gringo" ile beni kastetti. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}لا يعجبني توقيت تسرب الغاز هذا |
| Bugün Körfez'deki BP sızıntısının raporlarını gördüm | Open Subtitles | اليوم شاهدنا تقارير عن تسرب نفط (بي بي) في الخليج |