| Pointes'deki pencerede kalın ve sizi saçmalıkla alakadar bu toplantıya göndermeye devam edeceğim. | Open Subtitles | إبقوا معنا وسوف أبقيكم مطلعين علي كل الهراء الخاص بحفل لم الشمل هذا |
| Cevap vermedim çünkü... birçok saçmalıkla dolu olması. | Open Subtitles | السبب لأني لم أجب عليكِ لأنه شحنة من الهراء |
| Cüzdan kısmına inanıyorum ama loto o saçmalıkla beni kandıramadınız. | Open Subtitles | انا اصدقك بشأن المحفظه هذه لكن اليانصيب انا لا أصدق هذا الهراء |
| Hadi kapatıyorum, bu saçmalıkla yeterince uğraştım. | Open Subtitles | حسنا، لقد ضيعت ما فيه الكفاية من الوقت على هذا الهراء |
| Öğrencilerimden birinin bu saçmalıkla uğraşması beni çok ama çok büyük bir hayalkırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أشعر بخيبة أمل كبيرة لأن أحد تلاميذي قد انغمس في هذه التفاهات |
| Hadi oradan. Tüm hayatım boyunca bu saçmalıkla savaştım. | Open Subtitles | توقفي عن قول هذا لقد قضيت عمري بأكمله أحارب هذا الهراء |
| Ama sonra çevrimin bir sürü saçmalıkla dolduğunu anladım. | Open Subtitles | لكن بعدها لاحظت أنها تملأ حدود الدائرة بكل أنواع الهراء |
| Şimdi fark ettiğimiz bir şeyse bu saçmalıkla birlikte sizin için faydalı bir şey. | Open Subtitles | و التي نعتقد حالياً أنها جيدةَ بالنسبة لك بالأضافة إلى الهراء |
| Senin saçmalıklarınla ilgilenmeden önce bahsettiğim saçmalıkla ilgilensem olur mu? | Open Subtitles | ما رأيك أن تدعني أتعامل مع ذلك الهراء قبل أن أتعامل مع هذا الهراء ؟ |
| O saçmalıkla sessizliğimi satın alacağınızı sandım demeyin sakın. | Open Subtitles | لم تظن حقاً ان ذلك الهراء كان سيشتري صمتي؟ |
| Bu saçmalıkla tek başına uğraşmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | انصت يا رجل، لديك المؤهّلات للتعامل مع هذا الهراء يا رجل. |
| Tüm aileyi bu saçmalıkla mahvedebilirdi. | Open Subtitles | كان من المُمكن أن يُدّمر العائلة بأكملها بهذا الهراء. |
| Sabahları saçmalıkla uğraşmayacağım. | Open Subtitles | لست بحاجة إلى هذا الهراء في الصباح. |
| Bu saçmalıkla hiçbir şey yapamam. | Open Subtitles | انا لا استطيع ان استمر في هذا الهراء |
| Zengin insanlar bu saçmalıkla vakit kaybetmez. | Open Subtitles | الأغنياء لن يضيعوا وقتهم في هذا الهراء |
| Aptal müziğini de birlikte götür. Bu saçmalıkla dans edemem. | Open Subtitles | و خذ موسيقاك السخيفة لا يمكنني الرقص على هذا الهراء . |
| Bu saçmalıkla uğraşacak vaktim yok! | Open Subtitles | انظري، ليس لدي وقت لهذا الهراء |
| Bu saçmalıkla tam olarak ne elde etmeyi düşünüyorsun? | Open Subtitles | من أين نما إلى علمكِ هذا الهراء ؟ |
| Beni bu saçmalıkla tehdit edemezler. - O delildi. | Open Subtitles | لن يستطيعوا إخافتي . بهذا الهراء |
| Döviz kurları ile ilgili saçmalıkla mı kandırdı seni? | Open Subtitles | هل أخبرك تلك التفاهات عن أسعار الصرف؟ |
| Söylemem lazım Paul bu iş bir dolu saçmalıkla dolu. | Open Subtitles | ،)عليّ أن أخبرك يا (بول .هذا أكبر حد من التفاهات |