| Gerçekten Sağlık Bakanlığı'ndan değilsiniz. | Open Subtitles | أنتم يا شباب لستم حقاً من قسم الصحة, أليس كذلك؟ |
| Sağlık Bakanlığı bu konuda her türlü bulaşıcı vaka bildirimine karşı hazırlıklıyız. | Open Subtitles | قسم الصحة والحماية الاجتماعية اعلنت نحن جاهزين لتأكيد العدوى لجميع الانواع |
| Bu kararlar Sağlık Bakanlığı veya bağışta bulunan yabancı kişiler tarafından verildi. ve bu şu veya bu şekilde belli olmaktadır. | TED | هذه القرارات تتخذ من قبل وزارة الصحة أو من قبل متبرعين أجانب، و هو نوع من الاستعراض. |
| 2014 yılında Dr. Adams'ın selefi, sigara ve sağlık üzerine yazılan Sağlık Bakanlığı Başhekimi raporunun ellinci yılını duyurdular. | TED | في عام 2014، أطلق سليف د.آدمز الذكرى الم 50 لتقرير الجراح العام عن التدخين والصحة. |
| Nefis havadislerim var. Sağlık Bakanlığı karantinayı kaldırdı. | Open Subtitles | أخبار عظيمة، مجلس الصحة قاموا بإزالة الحجر الصحي |
| - Sağlık Bakanlığı. - Dalga geçiyorsun. Kurabiyeye yaklaşacaksan takacaksın. | Open Subtitles | قسم الصحةاذا كنت بجوار الكعكة عليك ان ترتديها |
| Son dönemdeki bir Uganda hükumet çalışması Sağlık Bakanlığı merkezinde 3,000 dört-çekerli motorlu araç bulunduğunu göstermiştir. | TED | وجدت الدراسة أن حكومة يوغندا الأخيرة أن هنالك 3000 سيارة دفع رباعي في مقر وزير الصحة. |
| Maine Sağlık Bakanlığı insanların nasıl öldüğünü bilmek istiyor. | Open Subtitles | قسم الصحة في ولاية ماين يريد أن يعرف كيف يموت الناس |
| Francie, telefondaki kadın, Sağlık Bakanlığı'ndan. | Open Subtitles | هناك إمرأة على الهاتف من قسم الصحة. |
| Bazı belgelerim var-- Sağlık Bakanlığı damgalayana kadar biz damgalamayız. | Open Subtitles | نحن لا نطبع قبل ان يطبع قسم الصحة |
| Sağlık Bakanlığı gelip evi mühürleyecekmiş. | Open Subtitles | قسم الصحة كان سيأتي لإغلاق هذا المكان |
| University College London'dan bir araştırmacı takımındaydım ve İngiltere Sağlık Bakanlığı'nın verdiği ödenek üzerine oradaydık. | TED | وكان عملي ضمن فريق بحث من كلية لندن الجامعية ضمن منحة من وزارة الصحة البريطانية |
| Daha kötü durumda olanları geri çevirdiler ama neyse ki Sağlık Bakanlığı'nda sağlam tanıdıklarım var. | Open Subtitles | لقد استبعدوا حالات أسوأ, و لكن لحسن الحظ لدي علاقات جيدة مع وزارة الصحة |
| Sağlık Bakanlığı nihayetinde nikotinin ve sigaranın bağımlılık yaratan şeyler olduğu sonucuna varmadan 25 yıl önce, 1963. | TED | في عام 1963 وقبل 25 عام من تمكن الجراح العام من استنتاج أن النيكوتين والسجائر سببًا للإدمان. |
| Bu, Sağlık Bakanlığı raporları gelmeye başladıktan sonraydı. | TED | وذلك بعد أن بدأت تقارير الجراح العام تخرج للنور. |
| Sağlık Bakanlığı'nın mekânı kapatacağını tahmin edemezdin ve biliyorsun işte rezervasyondaki karışıklık bir talihsizlikti. | Open Subtitles | لا يمكنك التنبؤ بأن مجلس الصحة سيغلق المكان،وأنت تعلم الحجز كان صدفة |
| Az önce Sağlık Bakanlığı'nın... | Open Subtitles | أنا تلقيت خطابًا من مجلس الصحة |
| "Sağlık Bakanlığı: Sigara sağlığa zararlıdır." | Open Subtitles | وزير الصحة حذّر من تلك السجائر يمكن أَن تكون خطر علي صحتك |
| Bu bir Sağlık Bakanlığı toplantısı. Tanıtım değil. | Open Subtitles | هذه جلسة إدارة الأغذية والعقاقير وليست حملة تبرعات عبر الهاتف |